Taş yağmuruna rağmen, adam yanıma kadar yaklaşıp bana iki peso verdi ki bu benim gibi genç bir "köylü" için, çok büyük bir paraydı. | Open Subtitles | على الرغم من وابل الحجر اقترب مني واعطاني قطعتين نقدية وقتها كانت تعتبر ثروة بالنسبة لـ راعي بقر صغير مثلي |
200£ verdi. Bir hafta sonra ona söyledim, anlattım... | Open Subtitles | واعطاني مائتي جنيه وبعد اسبوع, قلت له, اخبرته |
Hatta bana Instagram için birkaç ipucu verdi. | Open Subtitles | واعطاني بعض النصائح لصفحتي على الانستجرام |
Turner senin adına çalışmadıysa bunu bana neden vermiş olabilir? | Open Subtitles | إذا لم يكن جاك يتحرك حسب مصلحتك فكيف جاء واعطاني هذه؟ |
bana Instagram için birkaç tüyo bile verdi. | Open Subtitles | واعطاني بعض النصائح لصفحتي على الانستجرام |
Yürüyüşüme bayılmış. İstediğim zaman güverteye çıkmam için bana bir giriş kartı verdi. | Open Subtitles | أحبّ المشي، واعطاني تصريحاً لبلوغ السطح. |
Otele giriş yapmam için kredi kartını bana verdi odaya çıkacağım yaramazlık yapmayacağım. | Open Subtitles | واعطاني بطاقة ائتمانه وقال ... لي ان اقوم بفحصها لذا، دعوني ادخل الى غرفتي لكي لا اتصرف بوقاحه |
Sigara istedi. 50$ verdi. | Open Subtitles | لقد طلب مني سيجارا واعطاني خمسين دولار |
Birkaç yeri arayıp bana bunu verdi. | Open Subtitles | قام ببعض الاتصالات واعطاني هذا |
Yönetici güvenlik merkezinin adresini verdi. | Open Subtitles | واعطاني العنوان ، لمكتب المراقبة |
İncil'deki tüm olayı yaşattı ve bana bu mührü verdi. | Open Subtitles | اصبح قديسا معي واعطاني العلامه |
Hem Sheldon bana çubukta sosisli almak için para da verdi. | Open Subtitles | واعطاني (شيلدون) النقود لشراء النقانق |
Motosikletle takas yaptığım çocuk bana zokayı yutturmuştu ve bana sadece çeyrek depo benzin vermişti. | Open Subtitles | هذا الفتى اخافني عندما قام بمبادلتها ببعض المواد واعطاني ربع خزان من الوقود |