Ama beni görmeyi kabul ettin, demek ki söyleyecek bir şeyin var. | Open Subtitles | و لكنكِ وافقتِ على رؤيتي، و ذلك يخبرني أن لديكِ شيء لتقوليه |
Sen de Amerikalılar'ın hayatlarını bağışlamayı kabul ettin. | Open Subtitles | و وافقتِ على الحفاظ على حياة الأمريكيّين |
Niye kabul ettin o zaman? | Open Subtitles | لماذا وافقتِ على فِعل ذلك من الاساس إذاً؟ |
Şimdi gerçeği itiraf etmeyi kabul edersen yardımcı olabileceğim konular var. | Open Subtitles | والآن إذا وافقتِ على ذكر الحقيقة، فثمّة أشياء أستطيع المساعدة بها |
Eğer o kişi olmayı kabul edersen cezan hafifletilecek ve aleyhinde olan davalar düşürülecek. | Open Subtitles | لو وافقتِ على أنّ تكونين ذلك الشخص لي عقوبتكِ سيتم خفضها والإتهامات ضدكِ ستزال |
Gözetmensiz ziyaretlerime "evet" dersen ben de suçlamamı geri çekerim. | Open Subtitles | أستطيع إسقاط التّهم إن وافقتِ على زيارات غير خاضعة للإشراف |
Halka açık cenaze törenini onayladın bahçeleri açtın, bu kadarı yeter! | Open Subtitles | وافقتِ على فكرة الجنازة العامة... وسمحتِ بفتح المنتزهات، ذلك يكفي صه... |
Clarke, bunu kabul mü ettin? | Open Subtitles | -كلارك)، هل وافقتِ على هذا؟ |
Günlüğüne yazdığın telefon numaralarını vermeyi kabul ettin. | Open Subtitles | لقد وافقتِ على منحي أرقام الهاتف التي مدونتها في دفتر ملاحظاتكِ. |
- Yardım etmeyi kabul ettin. - Etmek istemedim, bebeğim. | Open Subtitles | لقد وافقتِ على مساعدته - لم أرغب بالقيام بذلك يا صغيرتي - |
Sorularıma cevap vermeyi kabul ettin. | Open Subtitles | أنتِ وافقتِ على الإجابة عن أسئلتي |
Ama kabul ettin sayılır, sözünü geri alma yok. | Open Subtitles | ولكنكِ وافقتِ على فعلها، لذا فلا تراجع. |
Bunu sen kabul ettin, biliyorsun. | Open Subtitles | لقد وافقتِ على ذلك , و أنت تعلمين |
Eğer o kişi olmayı kabul edersen cezan hafifletilecek ve aleyhinde olan davalar düşürülecek. | Open Subtitles | لو وافقتِ على أنّ تكونين ذلك الشخص عقوبتكِ سيتم خفضها، والإتهامات ضدكِ ستزال |
Eğer benimle çıkmayı kabul edersen... | Open Subtitles | أتعلمين، إذا ما وافقتِ على مواعدتي... |
Emily, bu anlaşmayı kabul edersen psikiyatrist hazır olduğunu söylediğinde hemen tahliyen için başvurabiliriz. | Open Subtitles | إيملي), إذا وافقتِ على هذه الحجة و حالما) يقول الأطباء أنتِ بخير, فنحنُ سنقوم بإخراجكِ |
Emily, bu anlaşmayı kabul edersen psikiyatrist hazır olduğunu söylediğinde hemen tahliyen için başvurabiliriz. | Open Subtitles | إيملي), إذا وافقتِ على هذه الحجة و حالما) يقول الأطباء أنتِ بخير, فنحنُ سنقوم بإخراجكِ |
Git dersen giderim. Hemen giderim. | Open Subtitles | .سأذهب، إن وافقتِ على ذلك، سأذهب .سأذهب الآن |