Terapiye gitmeyi kabul etti. | Open Subtitles | وافقتْ على دُخُول العلاجِ، والنيل تُقسمُ |
kabul ettiği şeyin ötesine geçebilir. | Open Subtitles | هي يَجِبُ أَنْ تَتجاوزَ الذي وافقتْ عليها. |
Çocuklar, Nina beni ailesiyle tanıştırmayı kabul etti. | Open Subtitles | الرجال، نينا وافقتْ لتَرْكي أُقابلُ أبويها. |
CIA bunu doğrulayacak bir açıklama yayınlamayı kabul etti. | Open Subtitles | وكالة المخابرات المركزية لَها ثمّ وافقتْ لإصْدار بيان الذي يُؤكّدُ ذلك. |
Belki evlatlık vermeyi kabul etmiş, sonra da fikrini değiştirmiş, tutmak istemiştir. | Open Subtitles | لربّما وافقتْ على التّخلي عنها لأجلِ التّبني، وغيّرتْ رأيها وقالتْ أنّها تودّ الاحتفاظ بها. |
Daha demin Dawson'a yeni evime taşınmasını teklif ettim, o da kabul etti. Bil bakalım ne oldu. | Open Subtitles | تنتقلَ للعيشِ معيَ في الشقةِ الجديدةُ, وقد وافقتْ على ذلكـ مرحباً, فلتخمن ماذا؟ |
Yarın benimle doktora gitmeyi kabul etti. | Open Subtitles | وافقتْ على الذِهاب إلى الطبيب مَعي غداً. |
Yani, Julia Holden DNA örneği vermeye kabul ediyor ama avukatı olmadan konuşmak istemiyor mu? | Open Subtitles | لذا، جوليا هولدين وافقتْ لإعْطائنا a عيّنة دي إن أي |
- Evet, Rani kabul etti. | Open Subtitles | هَلْ وافقت راني؟ - نعم، راني وافقتْ |
Ashley bebeğini evlatlık vermeyi kabul etti ve bunun için de çok para alacak. | Open Subtitles | وافقتْ (آشلي) على التخلّي عن الطفل، و دُفعَ لها الكثير مقابلَ ذلك. |
Saldırı ve Daniel'ın artan namı nedeniyle ev hapsi savımı yeniden düşünmeyi kabul etti. | Open Subtitles | في ضوء الاعتداء وشهرة (دانيال) المتزايدة، وافقتْ على إعادة بحث حجتي للإقامة الجبرية. |
Anlaşılan Chicago İtfaiyesi, belediyenin Shay onuruna bir tören düzenlenmesi talebini kabul etmiş. | Open Subtitles | ويبدو بأنَّ الإدارةَ العُليا للدفاعِ المدني قد وافقتْ على طلبِ مُساعدِ العمدة لإقامةِ مراسِمَ تكريسٍ وولاءٍ لتشريفِ #شاي# |
- Mahkeme temyizi kabul etti. | Open Subtitles | وافقتْ المحكمة على الاستئناف. |