Aynı rüşvetler ve para yedirmeler ve masa altında gerçekleşen diğer şeyler hepsi özel sektörde oluyor. | TED | نفس الرشاوي والأمور التي تجري تحت الطاولة، كلها تحدث في القطاع الخاص. |
Her zaman hatırlayacağın şeyler, ve sen yapınca... ama diğerleri daha küçükler.. | Open Subtitles | والأمور التي تـعتقدين أنك تـتذكريـنها دائماً لـكن هـناك أخرى أصـغر |
Bu yönetimin yaptığı ve yanına kâr kalan şeyler midemi bulandırıyor. | Open Subtitles | هذه الإدارة والأمور التي يفلتون بها تجعلني أشعر بالمرض |
Seslenişi, hatırlattığı şeyler... | Open Subtitles | الطريقة التي تبدو عليها والأمور التي تتذكرها |
Fakat, bizi yaralayabilecek şeyler ve bu yaralara karşı bizim tepkilerimiz, evrensel olan şeyler bunlar. | TED | والأمور التي تجعلنا " نتأذي " وردة فعلنا لتلك الجروح النفسية هي أمور عالمية .. |
Ve dediğin şeyler pek yardımcı olmadı. | Open Subtitles | والأمور التي قلتها لم تجدي نفعاً |
Hissettiğim şeyler çok yoğundur! | Open Subtitles | والأمور التي اشعر بها بغاية الإنفعاليه |
ve bu cihad anlayışı içinde pratiğe döktüğü şeyler dehşet verici, çok korkunç ve büyük bir darbe idi. Onun cihad ile ilgili bu yeni tanımlaması sadece Batı'ya saplanmadı. | TED | والأمور التي فعلها لمواصلة الجهاد كانت وحشية جداً و رهيبة جداً وكان لها أثراً كبيراً حتى أن تعريفه هو الذي التصق وبقي ليس فقط هنا في الغرب . |
Gezegenler ve tavandaki şeyler. | Open Subtitles | -الكواكب والأمور التي على السقف . |
Ve onun yaptığını gördüğüm şeyler... | Open Subtitles | والأمور التي رأيتها تفعلها... |