Nerde yaşar, nerde çalışır, ve en önemlisi, şu anda nerede olduğu. | Open Subtitles | أين يقطن ويعمل والأهم من كل ذلك أين يمكن أن يكون الآن |
ve en önemlisi, kümeler neden oluşuyor? | TED | والأهم من كل ذلك، ما الذي يتسبب في إنشاء المجموعات؟ |
ve en önemlisi de, bunu görünür olmayan yerlerde insan ilişkilerini ilerletmek ve herkesi, dünyayı ve eserlerimizi bariz bir şekilde yeni bir çift gözle bakmaları konusunda güçlendirmek için yapıyorum. | TED | والأهم من كل ذلك، أن نقوم بتكوين صلات إنسانية حيث قد لا تكون جلية، ويمنحنا جميعاُ القوة لرؤية عملنا والعالم بشكل واضح وجلي بعيونٍ جديدة. |
Ve bugün burada size şunu sormaya geldim: çevreyle aranızda yapılmış nasıl bir akıllıca planlanmış değişim, bizim çocuklarımız ve torunlarımızın daha güvenli ve daha iyi bir dünyada yaşamalarını sağlıyacak, ve en önemlisi, bunu sürdürülebilir bir dünyada nasıl sağlayacağınız ? | TED | وقد حضرت إلى هنا لأطلب منكم اليوم: ماهي التغيير الجذري التكتيكي يمكنكم أن تفعلوه لعلاقتكم مع البيئة الذي سيضمن أن أولادنا وأحفادنا سيعيشوا في عالم آمن وعالم مأمون والأهم من كل شئ، هل هو عالم مستدام؟ |
Xavier yenilikçi ve en önemlisi işbirlikçi birisi. | Open Subtitles | "كزافيير" مبدع والأهم من كل ذلك أنه متعاون. |
New York'ta yaşayacağı güzel bir yuvası bir sürü parası ve en önemlisi onunla ilgilenecek, sevdiği biri olacak. | Open Subtitles | سيكون لديها مكان جميل لتعيش فيه في ضاحية (نيويورك) الراقية ومال وفير والأهم من كل ذلك شخص عزيز عليها ليرعاها |