Üç şeye baktık: barış merkezleri, düzeltici adalet ve ekonomi merkezleri ve hareketli köyler. | TED | لقد نظرنا إلى ثلاث أشياء: مراكز صنع السلام، مراكز العدالة التجديدية والاقتصاد التجديدي والقُرى المنبثقة. |
Herhangi bir kayıp veya ödün olmaması gerçekten çok ender rastlanan bir durum, sağlık ve ekonomi arasında veya çevre ve ekonomi arasında. | TED | انه فعلاً من النادر عدم وجود تناقض بين الصحة والاقتصاد, او بين البيئة والاقتصاد. |
Ve sonra bize aynı şekilde yenilikçilik ve ekonomi ile ilişkili olarak öğretmeye başladılar. | TED | وبعد ذلك بدأ في تعليمنا سياق الابتكار والاقتصاد. |
Ve gerçete, eğer datayı şehirlerin ve ekonomilerin gelişimi ile karşılaştırırsanız çok iyi uyum sağladığını görürsünüz. | TED | وفي الواقع , إذا قمت بمقارنتها بالبيانات ستكون ملائمة جداً مع تطور في المدن والاقتصاد |
Bunun, bilimin sınırları hakkında, biyolojik süreçler ve ekonomilerin tahmin edilebilirliği ve kontrol edilebilirliği hakkında, evrendeki zeka hakkında, özgür irade gibi sorular hakkında ve teknoloji yaratma hakkında derin imaları vardır. | TED | حسنا، هذا له تأثير عميق على حدود العلم. على القدرة على التنبؤ والتحكم بأشياء كالعمليات الحيوية(البيولوجية) والاقتصاد على الذكاء في الكون على أسئلة كالارادة الحرة وعلى صناعة التقينة. |
Bu politik ve küresel ekonomide devleti değiştirme söz konusu olduğunda pes etmeyi seçmek çok kolaydır. | TED | إن من السهل في هذه السياسة والاقتصاد العالمي أن ترغب في الاستسلام عندما تفكر في إصلاح الحكومة. |
Hükümet ve ekonomi çöktü. Bu bir başlangıçtı 100 yıllık cehennemin. | Open Subtitles | وانهارت الجكومات والاقتصاد . وكانت هذه بداية الأمر |
Astrofizik, anatomi, kimya ve ekonomi konusunda lisanslarım var. | Open Subtitles | أنا حاصل على درجات علمية في الفيزياء الفلكية علم التشريح، والكيمياء والاقتصاد |
Bir iş sahibi olmak matematik ve ekonomi ister. | Open Subtitles | بدء تجارة يتطلب معرفة بالرياضيات والاقتصاد |
Borç krizi olduğunda, borsa ve ekonomi kötüye değil, iyiye doğru gitti. Kendim ve müşterilerim için o kadar çok para kaybettim ki, işimi kapatmak, neredeyse herkesi işten çıkarmak zorunda kaldım. | TED | أعني، في وقت حدوث أزمة الديون، ارتفع سوق الأسهم والاقتصاد بدلاً من الانخفاض. وخسرت الكثير من أموالي وأموال عملائي لدرجة اضطررت معها لإيقاف عملي. واضطررت لتسريح كل الموظفين. |
Eğitici sistem ve ekonomi... uzman memurlar elenince... | Open Subtitles | نظام التعليم والاقتصاد... القضاء على وجود مسؤولين من الخبراء... |
Hukuktan hoşlanmadım ve ekonomi de tek yönde ilerliyordu. | Open Subtitles | والاقتصاد كان متجه الى اتجاه واحد |
Evet, silikon vadisinden dijital teknoloji ve ekonomi üzerine konuşacak birisi gelecek. | Open Subtitles | (نعم لدينا متحدثٌ قادم من (سليكون فالي ليتحدث عن التكنولوجيا الرقميه والاقتصاد |
California, East Oakland'a kurulmuş olan "Dönüştüren Oakland" ülkenin ilk dönüştüren adalet ve ekonomi merkezi olacak. | TED | ويقع في شرق أوكلاند، كاليفورنيا، "استعادة أوكلاند" سيكون المركز الأول في البلاد من أجل العدالة التجديدية والاقتصاد التجديدي. |
Cinsellik, bir toplumu incelemek için kullanılabilecek inanılmaz güçlü bir mercektir. Çünkü özel hayatlarımızda olup bitenler, daha büyük sahnelere yansır: Siyaset ve ekonomi, din ve gelenek, cinsiyet ve nesillere... | TED | الحياة الجنسية حاليا هي عدسة قوية ملتصقة بشكل لا يصدق مع دراسة اي مجتمع , لأن ما يحدث في حياتنا الحميمية منعكس حتما على مسرح أكبر : في السياسة والاقتصاد , في الدين والعادات , في النوع والذرية . |
Alexa'nın evine gidip tarih ve ekonomi çalışmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أذهب لبيت ( أليكسا ) لأدرس التاريخ والاقتصاد |
İşimi kaybettim ve ekonomi de berbat halde. | Open Subtitles | خسرت عملي , والاقتصاد سيء |
Ticaret ve ekonomide iki diploması olan bir üniversite mezunuyum. | Open Subtitles | أنا خريج كلية مع ضعف التخصص في الأعمال والاقتصاد. |