"والجواهر" - Traduction Arabe en Turc

    • ve
        
    Pekala, üzerindeki tüm metal nesneleri ve takıları tepsiye koy. Open Subtitles حسنا ارتدي الرداء وضع كل الاشياء المعدنية والجواهر في الحافظة
    Büyük miktarda fildişi, mücevher ve İspanyol altınıyla beraber battı. Open Subtitles وقد غرقت مع شحنة ضخمة من العاج والجواهر والدبلون الإسباني
    Elbise ve mücheverlerimi seçmeme yardım edip uyumadan önce saçlarımı tarayacaksın. Open Subtitles ستساعدينني على اختيار الأثواب والجواهر وعلى تسريح شعري قبل أن أنام
    Dediğim gibi, eşyaları almağa başladım, gümüş parçalar, bir miktar şamdan, bir kaç çakmak ve takılar. Open Subtitles كما قلت, بدأت أأخذ الأشياء طقم الفضيات, شمعدانان, بعض الولاعات, والجواهر
    Baştan aşağıya ona aldığım ipekler ve mücevherlerle donanmış bir şekilde döndüğünde yanında genç bir subay vardı. Open Subtitles كانت قد أتت وهي ترتدي فستان الساتان رأسها لأخمص قدميها والجواهر التي أهديتها إياها مع ضابط شاب أبله
    - Silahlar, takılar ve çakmaklar da yok. - Ne? Open Subtitles ـ المسدسات والجواهر والأحزمة والسحابات المعدنية كلها ممنوعة ماذا
    Hediyeler, pırlantalar ve bana bir şeyler almak konusundaki saçma sapan entrikalarını düşünüyordum ve fark ettim ki para harcamamak için romantizm ile ilgili paranoyakça kuruntular uyduruyorsun. Open Subtitles كنت أفكر حول مؤامرتك المحيرة حول الهدايا والجواهر وشراءك الهدايا لي و أدركت أن أوهامك و معتقداتك السخيفة حول الرومانسية
    Herkes parasını ve mücevherlerini tekerlekli sandalyeye koysun! Open Subtitles ليضع الجميع النقود والجواهر في الكرسي المتحرّك
    İpek ve mücevheratla dolar taşardı, rıhtıma yanaşmış filolar. Open Subtitles أسطول من المراكب عند الميناء مليء بالحرير والجواهر الثمينة
    Evet, bu paha biçilemez taş ve mücevherlerle donatılmış som altın ama her WWE süperstarı size bunun sadece parıltıdan ibaret olmadığını size söyler. Open Subtitles أوه. نعم, انه ذهب خالص مرصع بالأحجار الكريمه والجواهر التى لاتقدر بثمن.
    Bana kehribar ve yeşim. Tirza'ya da ipek. Open Subtitles الكهرمان والجواهر من آجلى "الحرير لآجل "تريزا
    Bu yolculuğa çıkacaksam eğer, altın ve mücevherler uğruna değil... bunlardan çok daha değerli bir hazine uğruna çıkarım. Open Subtitles سأخوض هذة الرحلة ... ولكن ليس من أجل الذهب والجواهر ولكن من أجل كنز أغلى بكثير
    Ne kadar geri kalmış bir gezegen burası erkeklerin kurdela ve mücehver taktığı. Open Subtitles ياله من كوكب متأخر ... حيثيلبسالرجالالأشرطة... والجواهر -
    Nerede o sıkıntılı ve telaşlı Chuck? Open Subtitles أين الخواتم والجواهر ؟
    Cüzdanlar ve mücevherler, millet. Open Subtitles الحقائب والجواهر
    Broş ve mücevherleri de çaldı ki... Open Subtitles {\pos(192,220)} إذاً أخذ الدبوس والجواهر...

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus