"والحصول" - Traduction Arabe en Turc

    • getir
        
    • almaya
        
    • almak
        
    • al
        
    • alman
        
    • yapıp
        
    • gidin
        
    • ve bir
        
    Allah aşkına, Anne, daha iyi doktorlar getir. Open Subtitles في سبيل الله ، أمي ، والحصول على أفضل الأطباء.
    Evet, getir, hepsini getir. Open Subtitles نعم ، والحصول على 'م في ، والحصول على' م جميعا.
    Bir dükkana girip yemek almaya cesaret edemedi diyelim Open Subtitles المفترض بأن ليس لديه الجرأة للذهاب للمتجر والحصول على الطعام
    Bir kaç içki almaya mı çalışıyorsun? Open Subtitles أتحاول الذهاب والحصول علي بعض المشروبات؟
    Eve gidip Frankie'yi almak ve ilerlemeye devam etmek istiyorum. Open Subtitles أريد العودة إلى المنزل، والحصول على فرانكي، ومجرد مواصلة التحرك.
    Billy, şu arkadaşından biraz ders al ve kendine bir iş bul. Open Subtitles بيلي، هل يمكن أن تأخذ درسا من صديقك والحصول على وظيفة نفسك.
    Sandalye ve ayaklıklarla doldurmalı ve aletlerin üstündeki mikropları temizleyen makineden alman lazım. Open Subtitles ملء مع الكراسي والدلاء القدم والحصول على الجهاز الذي يقتل الجراثيم على الأدوات.
    Biliyorum söyleyeceğim yasak ama küçük bir kaçamak yapıp birşeyler içelim. Open Subtitles أعلم أنه أمرٌ محظور، لكن لِنقُل أننا سنذهب لِلعِب الهوكي، والحصول على شراب.
    Şimdi eve gidin ve iyice dinlenin. Open Subtitles العودة إلى ديارهم والحصول على بعض النوم.
    Satış ilanı asmayı ve bir sürü yabancının varlığını kaldıramam. Open Subtitles لا أريد وضعه للبيع والحصول على مجموعة من الغرباء يتفقدونه
    Lois, cetveli getir. Tekrar ölçeceğiz. Open Subtitles لويس، والحصول على الحاكم، نحن قياس مرة أخرى.
    Dışarı çık, hallet, eve getir. Open Subtitles الخروج، والحصول عليها القيام به، وجعله المنزل.
    Neden yukarıya bir koşu gidip o K'leri getir miyorsun? Open Subtitles لماذا لا تقوم بتشغيل ما يصل والحصول على تلك في K؟
    Veya bizim gibi başkalarıda onu ele geçirmeye çalıştı ve onlarda bunu farkettiler önlemler almaya başladılar. Open Subtitles أو ربما هم فقط أدركت هناك الناس مثلنا الذين قد يرغبون فقط في محاولة ليأتي والحصول عليه، وأنها تتخذ الاحتياطات اللازمة.
    Sadece ona yardım etmek ve bilgi almaya çalışıyorum. Open Subtitles أنا أحاول فقط مساعدته والحصول على بعض المعلومات
    Sen bununla uğraşırken ben Eleanor Bloom'un ofisine dönüp evimi almaya çalışayım. Open Subtitles بينما كنت تفعل ذلك، وأنا ستعمل عودة لمكتب اليانور بلوم والحصول على بيتي الظهر.
    Tek yapmanız gereken gidip onu almak. Çocuklar, unutmayın... Open Subtitles كل ما عليكم فعله، هو الخروج والحصول عليها، وتذكروا أيها الأطفال
    Bu şeyi inşa etmen gerekiyor. Sırf gerekli izinleri almak bile insanı çıldırtmaya yeter. Open Subtitles والحصول على تلك التصاريح الملعونة الكافيه لجنونك
    Lanet kamp inşa edilecek ya, gerekli izinleri almak bile adamı çıldırtmaya yeter! Open Subtitles عليك بناء ذلك الشئ والحصول على تلك التصاريح الملعونة الكافيه لجنونك
    Kalemi de İskoç teyibini de al ve hemen buradan defol. Open Subtitles خذ قلم و لاصق شفاف والحصول على الجحيم من هنا.
    Ve bu formda Bay Sharma'nın imzalarını al. Open Subtitles والحصول على تواقيع السيد شارما على هذه الأوراق
    Sana bir hediyem var. ama aşağı inip kendin alman gerekiyor. Open Subtitles لدي هدية لك, لكن يجب عليك النزول, والحصول عليها
    Gidip onları alman lazım. Open Subtitles قمزة: أنا بحاجة لك أن تذهب والحصول عليها الآن.
    Belki yakın zamanda yoga yapıp milkshake içmeye gitmeliyiz. Open Subtitles مهلا ً ، ربما يمكننا الذهاب لليوغا والحصول على حليب مخفوق في وقت قريب؟
    Durmayın ranzalarınıza gidin hadi orada sizin için bıraktığım bazı hediyeler bulacaksınız. Open Subtitles المضي قدما، والحصول على أنفسكم تقع في أرصفة الخاص بك، سوف تجد أن تركت كل واحد منكم مع هدية فراق قليلا.
    Bir yere gidip konuşmak ve bir şeyler içmek ister misin? Open Subtitles هل تريد أن تذهب إلى مكان ما والتحدث، والحصول على مشروب؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus