"والدهُ" - Traduction Arabe en Turc

    • Babası
        
    • babasının
        
    • babasını
        
    • babasına
        
    • babasıyla
        
    Onu görebilir miyim diye sordum, görebilirsin dedi ama Babası olarak değil. Open Subtitles فسألتها ،هل يُمكن أن أراه؟ فقالت يُمكنك أن تراه. ولكنك لستَ والدهُ.
    orduda değil ama Babası ordudaymış ve darp yüzünden Chino da yatmış. Open Subtitles لم يكنْ في المسارِ العسكري ولكنَّ والدهُ كان, وقد أدى فترةَ عقوبةٍ
    Babası hapishaneye gönderildi ve annesi hastaneye yatırıldı. Open Subtitles والدهُ أرسل للسجن ،، وأمه أدخلت الى المستشفى.
    Hiç doğmayacak fakat babasının yanında dövüşmeye devam edersen tüm bunlar yeniden yaşanabilir. Open Subtitles و لكنكَ لو رجعتِ مرة أخرى للقتال لمصلحة والدهُ سيحدث ذلك مِراراً وتكراراً.
    Andrzej üniformasına, tıpkı babasının üniversiteye olduğu gibi sadıktı. Open Subtitles لقد أراد أندري أن يقوم بواجبه إتجاه زيه كما فعل والدهُ
    babasını yeni kaybetmiş bir adamın önünde yakınmak istemediğin için öyle demiyorsun değil mi? Open Subtitles كي لا تشتكي أمام الرجل الذي فقد والدهُ للتوّ؟ لم أشفَ إلى هذا الحد
    Kim olduğunu söyle yoksa oğlunu rahmetli babasına kavuştururum. Open Subtitles أخبرينى من انتِ، أو سألم شمل إبنُكِ مع والدهُ المُتوفي.
    Hayır, babasıyla vakit geçirmek onun için iyi olabilir. Open Subtitles كلاّ، أعتقد بأنهُ سيكون جيّد له ليحظي ببعض الوقت مع والدهُ.
    Evet bana söyledi. Babası gibi basketbol oynayacağını söyledi. Open Subtitles أجل، لقد أخبرني بالطبع أنه سيلعبُ كرة السلة كما يفعل والدهُ.
    Dur bir dakika, Babası okul yönetimde olan arkadaşı sen misin? Open Subtitles أنتظري ، أنتِ الصديق؟ الذي والدهُ يكون في مجلس ألأدارة؟
    Annesi öldüğü ve Babası da yanından gittiği için şanssız olan bir çocuk. Open Subtitles طفل كانَ غيرَ محظوظٍ كفاية لكي تتوفى والدتهُ ويتخلى عنهُ والدهُ
    Babası 31 çekerken buraya gelir. Bu arada 31, ne demek biliyorum. Open Subtitles عندما يكون والدهُ ثملاً أنني أعرف الشخص الثملّ بالمناسبة
    Babası inanılmaz derecede zengin, ama o bu paraya asla dokunmadı. Open Subtitles بالرغم من إنّ والدهُ فاحش الثراء، إلا إنّه لا يُنفق مال والده.
    Babası Bastia mafyasındaymış. Savaştan sonra Marsilya'da paraca yatırım yaptı. Open Subtitles والدهُ كان مع عصابة، وقام بإستثمار أمواله بعد الحرب
    O zaman ben de küçük oğluma babasının işini neden kaybettiğini açıklarken aynen bunu söyleyeceğim. Open Subtitles وهذا هو ما ساخبر به إبني حينما أشرح له لم خسرَ والدهُ عمله
    babasının gece yarısı sarhoş arkadaşlarına çalsın diye onu uyandırdığını biliyor muydun? Open Subtitles أتعلمين أن والدهُ كان يوقظه في منتصف الّليل, لكي يعزف لزمرتهِ من السكارى؟
    Sadece hiç kimse adamı panellerde görmemiş ve kayıt yaptırdığı otel babasının. Open Subtitles لا أحد يمكنهُ وضع الرجل على أي من لجان التحقيق، وفحص الفندق الذي يمتلكهُ والدهُ.
    Onunla ufak bir sohbet ettim... ve babasını bıçaklayan adamın hala Oz'da olup olmadığını bilmek istiyor. Open Subtitles لقد أَجريتُ معهُ حديثاً فقط... .. و بَدا أنهُ يُريد مَعرفَة إذا ما زالَ الشَخص الذي طَعنَ والدهُ مَوجوداً في سجنِ أوز
    Turner muhtemelen her gün babasını gördü. Open Subtitles لا بد أنَّ "تورنر" قد شاهدَ والدهُ كلَّ يوم
    babasını çok mu severdi? Open Subtitles هل أحب والدهُ كثيراً؟
    Ben de bu muhteşem hayat için babasına teşekkür etmeliyim. Open Subtitles وأنا لديّ والدهُ لكي أشكرهُ علي الحياة الرائعة. أتعلم؟
    Bence dısarı çıkıp babasına yardım etmek istedigi için huysuzlanıyor. Open Subtitles أعتقد بأنّهُ متعجل بالخروج لكي يساعد والدهُ
    babasıyla tanıştım. Open Subtitles ...في منزل ذلكَ الفتى قابلتُ والدهُ

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus