Ama bence zor seçimleri ve hayatımızda oynadıkları rolü yanlış anlamışız. | TED | ولكنني أعتقد بأننا قد أسأنا فهم الخيارات الصعبة والدور الذي تلعبه في حياتنا. |
Onurunu ve kutsal kadınlık rolünü elinden aldığımızı da. | Open Subtitles | لقد سلبنا لها كرامتها والدور المقدس للأنوثة |
Yarın hepinizin Agamemnon ve Truva Savaşı hakkındaki ödevlerinizi istiyorum. | Open Subtitles | غدا اريد بحث من كل منكم عن أجاممنون والدور الذى لعبه لاطالة امد الحرب |
ve bu durum hikâyelerde, özellikle Yaratılış hikâyelerinde ve yaratıcının oynadığı rollerde kendini ilginç yollarla göstermektedir. | Open Subtitles | ويظهر هذا ما بين ثنايا ،قصصه بطرق تثير الاهتمام لا سيما بقصص الإبداع والدور الذي يؤديه المبدع عبرها |
İnsanları alıyorlar ve hafızanı siliyorlar. Sıradaki sensin. | Open Subtitles | إنهم يخطفون الناس ويمحون ذاكرة مَن يعرفونهم، والدور عليكِ. |
Güçlü aile bağlarının önemini ve bu önemli olayların kendilerini oluşturmak için oynadığı kritik rolü anlayan ve takdir eden birisi. | Open Subtitles | شخصاً ما يفهم ويُقدر أهمية الروابط العائلية القوية والدور الهام الذي تلعبه تلك المعالم في تقوية تلك الروابط |
Yani, bu durum benim 'öğrenilmiş felç' teorimi ve ve görsel girdinin önemini kanıtlıyor, ama bundan ötürü Nobel ödülü almam birisinin hayalet kolunu oynatmasını sağladığım için. | TED | فقلت، حسنا، هذا يثبت نظريتي عن الشلل المتعلم والدور الحاسم للمدخلات البصرية، ولكنني لن أستلم جائزة نوبل لجعل شخص ما أن يحرك ذراعه الوهمية. |
birinci kat, zemin kat ve bodrum katı. | Open Subtitles | الدور الاول، والدور الأرضي، والقبو |
Dolayısıyla bu model, çeşitli sporlardan elde edilen verileri karşılaştırıp solakların nüfus içindeki dağılımını doğru bir biçimde tahmin ederek solakları rekabetçi ve işbirlikçi etkilerin zaman içinde birbirini götürmesiyle oluşan bir dengenin yansıması olan küçük ama istikrarlı bir azınlık olarak tanımlıyor. | TED | لذا، بناء على التنبؤ الصحيح لتوزيع ذوي اليد اليسرى في العالم، ومتابعة بيانات العديد من الرياضات، أشار النموذج ان استمرار وجود العسراء كأقلية ولكن بشكل مستقر يعكس التوازن الناتج عن التأثيرات التعاونية والتنافسية والدور الذي تلعبه طوال الوقت. |
Bu kat ve yukarıdaki hariç,.. | Open Subtitles | والدور الذى يليه |
Ama onun hayatı ve Daisy'nin içindeki rolü için büyük bir vizyonu vardı. | Open Subtitles | لكنه كان لديه رؤية عظيمة لحياتة والدور الذي ستشاركة (دّايزِي) فيه |
Mike, bodrumu ve Çatı katını kontrol et. | Open Subtitles | (مايك)، تفحّص السقف والدور السفلي. |
ve sırada biz varız. | Open Subtitles | والدور علينا |
ve sırada biz varız. | Open Subtitles | والدور علينا |
ve dördüncü kart. | Open Subtitles | والدور. |