"والدي أنه" - Traduction Arabe en Turc

• Babam

Babam, sınır dışı edilme ve işsizlik riski taşıyan konularda kitap yazmamdan mutlu olmadığını söylemişti.
أخبرني والدي أنه غير سعيد مني لكتابتي كتابًا يعرضني لخطر الترحيل والبطالة.

Tam bir sürpriz oldu, Babam şehirde ona oy veren kimseyi tanımadığına dair yemin ediyordu.
كانت مفاجأة كاملة حيث أكد والدي أنه في مدينتي لا يعرف أحدًا قام بالتصويت له.

Babam sokağın karşısındaki bankaya gitmesi gerektiğini söylemişti.
أخبرني والدي أنه يريد الذهاب إلى البنك في الجهة المقابلة

Babam benimle hayatımda sadece 2 kez gurur duymuştur.
أتعلم كان هنالك مرتين في حياتي عندما قال لي والدي أنه فخور بي

Babam hakkında anlaman gereken şey, o tüm hayatını civil rights pioneer biletinde yaşadı.
ماعليك أن تفهمه بشأن والدي أنه عاش حياته بالكامل بتذكرة رائد الحقوق المدنية

Babam, benden değerli bir şey olmadığını söyledi.
يقول والدي أنه ما من شيء أعلى من مستواي.

Evet, herneyse. Babam aramaya devam etmemiz gerektiğini söyledi.
أجل، على أية حال، قال والدي أنه علينا مواصلة البحث

Babam eşcinsel olduğunu fark ettiğinde on üç yaşındaymış.
أدرك والدي أنه شاذ عندما بلغ الثالثة عشر

Babam bana sessiz kalmanın daha iyi olduğunu öğretti.
علمني والدي أنه من الأفضل أن أبقى صامتًا

Babam bağımsızlık şansımızın olmadığını düşünüyor.
يعتقد والدي أنه ليس لدينا فرصة للاستقلال

Babam beni safariye götüreceğini söyledi. Bunlar da göreceğimiz bazı hayvanlar.
يقول والدي أنه سيأخذني في رحلة للأدغال، وهذه هي الحيوانات التي سنراها.

Babam anladı ki para, emeklerinden yararı dokunacak tüm insanlara olanak vermek için kullanılmalıdır.
أدرك والدي أنه يجب أن يستخدم المال لكي يستفيد الجميع من كدهم

Babam o olmadan buralarda gezinmememi söylerdi.
أخبرني والدي أنه لا يجب أن أتسكع هنا من دونه

Babam ne olursa olsun izini süreceğine yemin etti.
أقسم والدي أنه سيقتفي أثرك قدر استطاعته

- Babam bana hep kayıtlara geçmediği takdirde hiçbir şeyin anlamı olmadığını söylerdi.
-لطالما أخبرني والدي ... أنه لا معنى لأي شيء إلا لو تم تسجيله

Babam bizimle köşede buluşacağını söyledi.
قال والدي أنه سيقابلنا في الزاوية

Babam evde kalmak zorunda olduğumu söyledi.
لقد قال والدي أنه علي أن أعيش في المنزل

Babam ticaret yollarını Sumatra ve Borneo'ya genişletmek istediğini söylemişti.
أخبرني والدي أنه أراد توسيع طرقه (التجاريه إلى (سومطرة) و(بورنيو

Babam aslında arabası olmadığını itiraf etmiş.
اعترف والدي أنه لم يكن يملك سيارة

Babam ateş olacağını söylemişti.
هوه. قال والدي أنه سيكون النار.