Varış noktamız olan Deneb IV, ötesinde galaksinin hiç keşfedilmemiş bölgelerini barındırıyordu. | Open Subtitles | وجهتنا هى كوكب دنيب 4 والذى تقع خلفه مساحة شاسعة من المجرة |
Şimdi de beni ikiye bölmekte olan kapıyı açar mısın? | Open Subtitles | والان هل يمكنك فتح الباب والذى سوف يقسمنى الى قسمسن |
Düşüncelerinizin, beyninizi yaratışını görebiliyoruz, Ki bu gerçekten nasıl çalıştığına dair kilit noktadır. | TED | يمكننا أن نرى أفكارك تخلق دماغك، والذى هو فى الحقيقة مفتاح لكيف يعمل. |
Bu duygusal reaktiviteyi azaltacaktır, Ki bu bir süper güç olabilir. | TED | وهذا يقلل من التفاعل العاطفي، والذى يمكن أن يكون قوة عظمى. |
Bu da bana, annenin yolculuk düzenlemesiyle ilgili güncelleme yapmam gerektiğini hatırlattı. | Open Subtitles | والذى يذكرنى أنا يجب أن أحصل على تحديث عن أخبار رحله والدتك |
Sizden uzun süredir nefret eden birisi. Çaresizce paraya ihtiyacı olan. | Open Subtitles | شخص ما كرهكِ لفترة طويله ، والذى هو بحاجة إلي المال. |
Sen, yakın zamanda tıp alanında Slater Ödülü'nü kazanan ve mükemmel bir kariyeri olan Percy Travelian ile aynı kişi değil misin? | Open Subtitles | أنت بيرسى ترافيليان نفسه والذى له موقف بارز فى مهنته, والذى فاز حديثا بجائزة سلاتر فى الطب ؟ |
Aşırı dozda hap içme... Ben bunun kendisi tarafından yapıldığına inanmıyorum. | Open Subtitles | بجرعة زائدة من عقار, والذى اعتقد, انه ليس من تلقاء نفسها |
Politik hırsları olan, kendini çok önemli gören bir adamla evli. | Open Subtitles | والمتزوجة من رجل له طموح سياسى. والذى يشعر باهميته بدرجة كبيرة. |
Belki bir hapishane çetesiyle, dışarıda adamları olan bir çeteyle anlaştı, onlar kaçırdılar. | Open Subtitles | مع شخص من عصابة بالسجن والذى بدوره لديه مساعدينه فى الخارج ليقوموا بإختطافها |
Ve yapay zeka terimi olan adı "Tekinsiz Vadi" olan çizgiyi işte sonunda aşabildik, | TED | و كان بمقدورنا العبور لهذا العصر, والذى يسمى بوادى العجائب و فقا لمصطلحات الذكاء الإصطناعي. |
Kütüphanelerin geleceğini bilmiyoruz ve kitapların geleceğini bilmiyoruz, ve dolayısıyla biz bu yaklaşımı kullanacağız. Ve gördüğümüz şey oldukça üretken olan binalardı. | TED | نحن لا نعرف مستقبل المكتبة , لا نعرف مستقبل الكتاب وكلنا نتبع هذا النهج والذى رايناه ان المبانى كانت عامة جدا |
ortada olan tek şey tek suçu özgürlüğe aşık olan... bir Fransız vatandaşının ... bilinçli olarak öldürülmek istenmesidir . | Open Subtitles | وبغطرسته وكبريائه لم يتردد فى قتل ابن فرنسا والذى كانت جريمته الوحيدة أنه أحب الليبرالية |
...Ki tanımlamaya göre bu uzun mesefeli seri katiller için geçerli değil. | Open Subtitles | التواصل , والذى حسب التعريف .. لا يملكه القاتل المتسلسل للمسافات البعيدة |
"kim düşünür Ki paranın ve hareketlerin kendi düşündüğü yolda harcanması gerektiğini | Open Subtitles | والذى يؤمن بأن النقود صنعت لكي تنفق وأسلوبه هو الأفعال |
Talihsiz bir anlaşmazlıktan ötürü bir ay kaybettiğimizi unutmayınız Ki bunun sorumlusu ben değildim. | Open Subtitles | يجب أن لا ننسا بأننا قد ضيعنا أكثر من شهر بين خلاف مؤسف والذى لم أكن مسؤلاً عنه |
Bu da kendisini değersiz ve çaresiz hissetmesine yol açmış. | Open Subtitles | والذى يقود الى الشعور بأنه لا قيمه له و اليأس |
Bu da birbirimize tavır yapmayacağız demek, değil mi dingil çivisi? | Open Subtitles | والذى يعنى أنك لن تحظى بأى سلوك خاطئ ، حسناً ؟ |
Kendini defalarca tekrar eden ve suçumun mihenk taşı haline gelen Skinnner'ın ölümü de keza. | Open Subtitles | لذا كان موت السالخ والذى تكرر مراراً وتكراراً وأصبح حجر الزاويه فى شعورى بالإثم |
sanık, Dade Murphy, kendisini 'zero cool' olarak tanımlayan bu kişi defaten art niyetli olarak suç işlemiştir | Open Subtitles | المتهم دايد ميرفى والذى أطلق على نفسه زيرو كوول والمتهم فى جرائم ضد المجتمع |
Sahibi 1894'de, pula sahip olmayı saplantı yapmış bir rakip kolleksiyoner tarafından öldürülmüştü. | Open Subtitles | فى عام 1894 قُتل المالك .... بواسطة جامع منافس والذى كان مهووساً بإمتلاكه |
Eşin her zaman güveneceğin biri olmalı, sana hiçbir zaman ihanet etmeyecek biri. | Open Subtitles | زوجك هو الشخص الوحيد الذى يجب أن تعتمدى علية والذى لن يخونك أبداً |
Böylelikle,1973'de, 1973'ün ilkbaharında Hartford Bakımevi olarak da anılan Yaşam Enstitüsüne yatırıldım. | TED | لذا تم إدخالى، فى ربيع عام 1973، إلى معهد الإحياء، والذى كان يسمى ملاذ هارتفورد. |