Onu, babasının sevdiğinden daha çok sevmiş ki bunu söylemem şart değildi. | Open Subtitles | هو أحبها أكثر مما أحب أبيه والذي لم يكن من الضروري قوله |
Ritüeli bozmuş oldun ve sebebi tabii ki ayın konumu değildi. | Open Subtitles | كسر النمط الشهري ، والذي لم يكن حول القمر ، بطبيعة الحال |
Sanki yalnız içmelerim boşanmadan sonra arttı ki benim hatam değildi bu. | Open Subtitles | فقط أتظاهر بأني أشرب لوحدي، كثيراً مند الطلاق. والذي لم يكن خطئي بالمناسبة |
Annemden gelen çağrıyı gördüm, şaşırtıcı bir durum değildi. Annem mesaj, arama, e-posta, Facebook, Instagram, hepsini seviyor. | TED | تلقّيت مكالمة من والدتي، والذي لم يكن بالشيء الغريب، أمي تحب المراسلة والاتصال واستخدام البريد وفيسبوك انستغرام، كل ذلك. |
Siz çok esaslı adamlarsınız, Esaslı Adamlar filmimle alâkanız yok, o film hiç esaslı değildi. | Open Subtitles | أنتم الأبطال الحقيقيون "مقارنة بفيلمي "الشئ الحقيقي والذي لم يكن حقيقي |
İlk önce, Google'dan "genç seks"i aradım ki bu pek iyi bir fikir değildi. | Open Subtitles | بحثتُ أوّلاً عن "جنس المراهقين" والذي لم يكن فكرة سديدة |
Ben kaçarken hayatta kalmaya çalışıyordum ve bu kolay değildi... | Open Subtitles | عندما كنتُ هارباً، للبقاء حيّاً... والذي لم يكن سهلا... |
Annem gibi bazıları da Büyük Göç vagonuna bindi -- aslında bir vagon da değildi -- ve Güney'e veda etti. | TED | البعض، كوالدتي، استقلّوا قطار "الهجرة العظيمة"... والذي لم يكن قطارًا في الواقع... وقبّلوا الجنوب قبلة الوداع. |
Darryl olayını unutabilirim sandım ki unutması kolay değildi ama niye her şeyi bana bıraksın? | Open Subtitles | (ظننت اني قد نسيت امر (داريل والذي لم يكن بالأمر اليسير ولكن لم عساه قد يترك كل شيء لي؟ |
Fakat o, Ross için son damlaydı, temsilci olarak senden memnun değildi. | Open Subtitles | ولكن لربما كانت تلك بمثابة القشة بالنسبة (رووس) والذي لم يكن سعيداً لتواجدك كمفوض. |
Ki gerçek bile değildi. | Open Subtitles | "والذي لم يكن موجوداً حتّى" |