Sonunda, bu koca papyonu takmak ve puro içmek için bahanem oldu. | Open Subtitles | والسيجار الكبير القوس عنق لربطة سبب لدي أخيراً |
Hatırladığım tek şey bira ve puro. | Open Subtitles | أنه قد مضى زمن طويل منذ أن احتفلت الأمر الوحيد الذي... أتذكره بحق هو الجعة والسيجار. |
Winston Churchill ve T.E. Lawrence'ın Otel Kahire'de şampanya ve puro içerken Ortadoğu'yu bölüyorlardı. | Open Subtitles | (بإجتماع (توماس لورانس و(ونستون تشرشل) بفندق بالقاهرة وهما يقسّمانِ الشرق الأوسط أثناء شربهما الشمبانيا والسيجار |
Herkesin brendi ve sigara eşliğindeki zafer düşlerini berbat ediyorum. | Open Subtitles | فيبدو أني أفسد استمتاع الجمع بـ البراندي والسيجار وأحـلام النصر |
Bilardo ve sigara ilanlarıyla dolu. | Open Subtitles | فهي مليئةٌ بعصي البلياردو والسيجار |
Hadi karaya çık dostum- İçkiler ve sigaralar benden- | Open Subtitles | صديق، ويأتي إلى الأرض، هيا. المشروبات والسيجار دفعت. |
Özür olarak sadece içki ve sigara kabul ettiğimi söyleyin. | Open Subtitles | احزروا من تورط في عمل مضاعف أخبرها أنني فقط أتقبل أعذاراَ على شكل مشروب " البوربون " والسيجار |
Kartal yuvası, kayık yakıtı, sigaralar ve geğirme... | Open Subtitles | و أوكار الصقور ، و وقود القوارب والسيجار ، و التجشؤ... ... -أشياء رجوليه |