İkinci şey, incinebilirlik ve cesaret arasındaki ilişkiyi nihayetinde anlamamın yanı sıra öğrendiğim ikinci şey şu: Utanç hakkında konuşmamız gerek. | TED | الأمر الثاني، بالإضافة إلى فهم العلاقة بين الإنكشاف والشجاعة أخيرا، الأمر الثاني الذي تعلمته هو التالي: يجب علينا الحديث عن العار. |
Maceracı, cüretli ve cesur bir dansçı hakkında şarkı söyle. | Open Subtitles | فغني أهزوجة راقصة عن المغامرة والجرأة والشجاعة |
Ve ben incinebilirliği ve cesareti ve yaratıcılığı ve inovasyonu incinebilirliği çalışırken öğrenmedim. | TED | ولم أتعلم شيئا عن الإنكشاف والشجاعة و الإبداع والإبتكار من دراسة الإنكشاف. |
İnandıklarımı korumak için bana cesaret ve dayanma gücü ver. | Open Subtitles | ... أرجوك أمنحني القوة والشجاعة لكي أدافع عما أؤمن به |
Aşk yüzünden sabrım tükendi ama içim kuvvet ve cesaretle doldu. | Open Subtitles | الحب يجعلني أفقد صبري. و يملئوني بالقوة والشجاعة. |
Turnuva gücün ve cesaretin en nihai sınavıdır. | Open Subtitles | المعترك هي الإختبار الجوهري للقوة والشجاعة |
Bugün, içindeki cevhere ulaşmaya çalışıp kalbini ve cesaretini bulan ve tüm sınırları zorlayıp devam eden tüm duyulmamış kahramanlar için kutlama zamanıdır. | TED | لقد حان الوقت للاحتفال بجميع البطلات المجهولات الوصول إلى أعماقهم وإيجاد ذلك الحب والشجاعة للمضي قدماً وتجاوز كل حاجز. |
Onur, fedakârlık, cesaret ve kahramanlık konuludur. | Open Subtitles | إنها عن الشرف والتضحية والشجاعة والبطولة |
Fakat, aynı zamanda dünyanın dört bir yanında umut ve cesaret verici hikayeler de var. | TED | ولكن توجد قصص تبعث على الأمل والشجاعة في كل ركن من العالم. |
Zorlu bir yüzleşme ve gerçek emeğin meyvesi, korku ve cesaret arasındaki denge bunun bir parçası. | TED | هي نتيجة المصاعب والعمل الجاد، وتشمل التوازن بين الخوف والشجاعة. |
Sorumlu ve cesur gazeteciliğin mücadelesini veriyordu. | Open Subtitles | كانت حملة إعلامية من المثل العليا والشجاعة |
Sert ve cesur olmayı, vazgeçmemeyi öğrenmeni istemiştim. | Open Subtitles | أردت لك أن تتعلمي الصرامة والشجاعة وعدم الإستسلام |
Tanrım bize değiştiremeyeceklerimizi kabul etme sükuneti değiştirilebilecekleri değiştirme cesareti ve aralarındaki farkı bilmeyi bahşet. | Open Subtitles | يا ربنا أمنحنا الصفاء لنقبل ما لا نستطيع تغييره والشجاعة لتغيير ما يجب أن نغيره |
Bana, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmek için huzuru, değiştirebileceğim şeyler için cesareti, ve farkı görebilmem için bilgeliği bahşet. | Open Subtitles | امنحني الصفاء لأتقبل الأمور التي لا أستطيع تغييرها والشجاعة لأغير الأمور التي أستطيعها والحكمة لأعرف الفرق بينهما |
Dayanıklılık, cesaret ve tutarlılık acısından bu ekip, elimdeki tüm ekipleri aşar. | Open Subtitles | سأقول لك هذا ، بالتعهد والشجاعة والتماسك هذه المجموعة أفضل من اي فريق عرفته يوماً |
Hayır. Bu jestler, ses tonu ve cesaretle ilgili. | Open Subtitles | كلا هذا يتعلق بالنظرات، وطبقة الصوت، والشجاعة. |
Meydan kavgası gücün ve cesaretin en nihai sınavıdır. | Open Subtitles | ...وتستمر المغامرة المعترك هي الاختبار الجوهري للقوة والشجاعة |
Ama eğer zekanı,kararlılığını yeteneğini ve cesaretini kullanırsan burada yani dünyanın çatısında yaşamak mümkün olabilir. | Open Subtitles | ولكنك إذا إستخدمت المهارة ، العزم الاصرار والشجاعة مِن الممكن أن تُكوِّن الحياة هنا عند قِمَّة العالم |
Koşullar beni sağduyu ve kahramanlık hakkında tekrar düşünmeye mecbur bıraktı. | Open Subtitles | نشأت ظروف قاهرة، تطلبت... حسن التصرف والشجاعة... |
Ama karanlık çökmeden bir dakika önce o oradaydı ve inandığım şey için savaşmaya bana güç ve cesaret verdi. | Open Subtitles | ،لكن حين أصبح الوضع مظلما ،قبل دقيقة وحيدة كانت هناك وأعطتني القوة والشجاعة .لأحارب من أجل ما أؤمن به |
Kimsenin yapmadığını yapmak için, isteğimizi ve cesaretimizi toplamalıyız. | TED | علينا السعي للحصول على الإرادة والشجاعة للقيام بما لم يقم به أحد من قبلنا. |