Etkinlik katılımcılarının, grevcilere yiyecek ve içecek ikram etmesiyle, protesto dağıldı. | Open Subtitles | تفرقت المظاهرة عندما قام جامعي التبرعات بعرض الطعام والشراب على المحتجين. |
Ada bir köy ya da kentin üzerinde durup yiyecek ve içecek veya ne isterlerse doldurulmak üzere sepet sarkıtıyorlardı. | Open Subtitles | الجزيرة كانت تهبط على قرية أو مدينة ثم تُنزل الجرابات لتُملأ بالطعام والشراب |
Tek yapman gereken, masaya yiyecek ve içki getirip götürmek ve ortalığı dağıtmamak. | Open Subtitles | كل ما هو مطلوب منك أن تحضرى الطعام والشراب.. ..من وإلى المائدة بدون أى فوضى0 |
Artık müzik ve içki zamanı! | Open Subtitles | والآن لنستمتع بالمزيد من الموسيقى والشراب |
Polisi, içki ve kurşundan daha fazla öldüren nedir bilmek istiyor musun? | Open Subtitles | هل تريد معرفة الشيئ الذي يقتل الشرطة أكثر من الرصاصات والشراب ؟ |
Zamanla, silahlarımız olacak, ve bizi zafere ulaştırmaya yetecek kadar yiyecek ve içeceğimiz. | Open Subtitles | بمرور الوقت، سيكون عندنا أسلحة والطعام والشراب الكافي طوال المدة حتى بلوغ النصر |
Yataklarda yatılmış, şarap ve alkoller kayıp golf arabası da balık ve çöp dolu. | Open Subtitles | أحداً قد نام فوق الأسرة، النبيذ والشراب مفقودان، وعربة الجولف مليئة بالسمك والقمامة هل يشرح ليّ أحدكم ؟ |
Harika yemek ve içkiler için çok teşekkürler. | Open Subtitles | شكرًا جزيلاً للطعام الرائع والشراب. |
Size söyledim, en başta yiyecek ve içecekle her genç kız gibi hayatta kaldı. | Open Subtitles | كما قلت لكم، فى البداية... ... عاشت على تناول الطعام والشراب كأى فتاة صغيرة. |
Yemek ve içecekler de sizin için. Tabii dekorasyon da! | Open Subtitles | استمتعوا بالطعام والشراب والزينة |
Bina işleri, yiyecek ve içecek. Hatta çamaşır bile yıkarım. | Open Subtitles | ، صيانة المبنى ، والطعام والشراب وحتى الغسيل |
Leydi Stubbs kayıkhaneye biraz yiyecek ve içecek götürmesini istemiş. | Open Subtitles | فقد طلبت منها الليدى ستابس ان تأخذ اليها بعض الطعام والشراب فى منزل القارب |
Bu savaş bittiğinde kendini Havai gömleğin üzerinde bir tezgahın arkasında bu aptallara sosis ve içecek verirken bulacaksın, dostum. | Open Subtitles | أنا أقول لك لما ينتهي هذا أنتَ ياصديقي ستكون واقفاً خلف منضدة تقدم النقانق والشراب |
- Patates kızartması ve içecek eklemek ister misiniz? | Open Subtitles | التي أعتقدت بها بأن شخصا ما كان يحاول مغازلتك هل تود أن أضيف البطاطا المقلية والشراب ؟ |
Her çeşit yiyecek ve içecek kaplarında kullanılır ki en kötü şöhretli örneği insanların bu günlerde dakikada bir milyon oranda kullandığı plastik su şişeleridir. | TED | إنه يُستخدم في كل أنواع حاويات الطعام والشراب في العالم، وأشهر مثال عليه هو زجاجات المياه البلاستيكية، والتي ننتجها نحن البشر حاليًا بمعدل مليون في الدقيقة. |
Operasyon Merkezi'nde yiyecek ve içecek yok. | Open Subtitles | ممنوع الطعام والشراب في العمليات |
Haplar ve içki kullanmak bazen her şeyi daha kolay hale getiriyor. | Open Subtitles | الحبوب والشراب يجعلان الأمر أسهل أحيانًا |
Sigara ve içki, ve gayler arasında her türlü iletişim. | Open Subtitles | التدخين والشراب ,وكل أنواع الاتصالات الغير ملائمة بين الجنسين |
Barım, yemek ve içki alan insanlarla dolu. | Open Subtitles | باري ملئ بالناس التي تشتري الطعام والشراب |
İşçiler, Tanrı onları korusun, bütün kazandıklarını içki ve kumara yatıracaklar. | Open Subtitles | العمال، بارك الله فيكم، تنفق كل شيء في اللعبة والشراب. |
Yiyeceğimiz ve içeceğimiz olacak. | Open Subtitles | سوف نجهز الطعام والشراب ونحتفل بالمناسبة |
Senden menüyü, şarap ve kokteyl menülerini indirmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريد منكِ تحميل قائمة الطعام والشراب وقائمة الكوكتيل |
ve içkiler benden! | Open Subtitles | والشراب يُقذف حولي |
Komutan Jiang, kuvvetlerine en önde liderlik etmek için hazırlanırken Henan'ın 30 milyon insanı birliklerinizi yiyecek ve içecekle selamlar. | Open Subtitles | بينما يستعدّ القائد (جيانج) ليقود قواته إلى الجبهة، الـ 30 مليون من شعب "هنان" يُحيّون قوّاتك بالطعام والشراب. |
Yiyecekler ve içecekler gerçekten kötü | Open Subtitles | الطعام والشراب سيئ جدا. |