"والشمس" - Traduction Arabe en Turc

• güneşin
• güneşte
• güneşi
• ve güneş
• Güneş-Ay
• güneşe
• güneşten
• Güneş ve

Doktor bir ay için içkinin ve güneşin iyi geleceğini söyledi.
بعد شهر من النبيذ والشمس هو ما وصفه له الطبيب بالضبط

özellikle uzak bölgelerde, çok güneşin olduğu yerlede.
خصوصا في المناطق النائية والشمس الطويلة

Bence ay sarı olmalı güneşte mor olmalı, evet öyle olmalı.
أعتقد إذن بأن القمر يجب أن يكون لونه أصفر والشمس يجب أن يكون لونها أرجوانياً وذلك ما سوف يحدث

Dalgalar kayalıkları dövüyor; güneşte, inanamazsın öylesine sarı ki bugün.
الأمواج تتحطم على الصخور والشمس ذهبية اليوم

Amerikan girişimi ateşi, ve suyu, rüzgarı güneşi ve toprağı, her şeyden bolca üretmek için bir araya getirdi.
المشروع الأمريكي استغل النار والماء والرياح والشمس والتربة لإنتاج وفرة من كل شيء

ve güneş çoğu materyali bu soğutma etkisini kaybedecek şekilde ısıtır.
والشمس ترفع درجة حرارة معظم المواد بما يكفي لإبطال تأثير التبريد.

Deniz 'Güneş-Ay' kabuğu kuma gömülmüş...
صدفة القمر والشمس على الرمال

Kendinizi yeşil tarlalar arasında... güneşin alnında yapayalnız at sürerken bulursanız... dert etmeyin.
لو وجدت نفسك وحيداً، تجري في الحقول الخضراء والشمس تواجهك، لا تخف

Bir göktaşıydı, güneşin soluğundan çıkmış Mantua yolunu senin için aydınlatacak bir meşaleydi.
أنه نيزك والشمس زفرت لوارسلته اليك لكي تصبح حامل الشعلة لكي تضيء لك في الطريق إلى مانتوا

Jüpiter ve uydularındaki güneş ışığı güneşe 5 kat daha uzak mesafede olduğu için güneşin etkisi bizimkinden 25 kat daha zayıftır.
لأن الأشعة التي تصل لكوكب المشتري وأقماره أقل شدة مما يصل للأرض بـ25 مرة نظرا لكون المسافة بين المشتري والشمس هي خمس أضعاف المسافة بينها وبين الأرض

Yazın bitimine doğru güneşte eğlenmek hakkında öğrendiğim bir kaç şeyi paylaşmak isterim.
كما أن الصيف شارف على الأنتهاء أريد أن أشارككم في بعض الأمور بشأن ماتعلمته من المرح والشمس

Büyükbabam güneşte kavrulan bir bataklıktan kendine bir pamuk imparatorluğu kurdu.
جدّي كون لنفسه إمبراطورية القطن بتربة المستنقعات والشمس

Ateşte kavrulup tam 37 saat boyunca güneşte bekletildi.
النار متصدع والشمس غارقة لمدة 37 ساعة بالضبط.

Çünkü ben yıldızları, gökyüzünü, güneşi ve ayı okuyabiliyorum.
لأننى أستطيع قراءه النجوم والسماء والشمس والقمر

Orada öylece durdum ve dalgaların arkasından doğan güneşi seyrettim.
وتقف هناك وتشاهد تشقق الامواج والشمس تشرق من خلفها

Eğer güneş orada olmasaydı, üç Kelvin de donmuş bir buz topu olurduk ve güneş bütün yağış sistemimizi oluşturur.
فإن لم توجد الشمس كنا سنكون كرة جليدية بحرارة ثلاث درجات على مقايس كلفن والشمس أيضاً تحرِّك كامل الدورة المائية

Deniz 'Güneş-Ay' kabuğu.
صدفة القمر والشمس

Bütün gün sörf yapıp yüzüyorlar. güneşe tapan bir kültür.
والفتيان ينتشروا ويسبحوا طوال اليوم والشمس يتعبدونها

Yetti. Yerçekimi ve güneşten kaçarak araba kullanamam.
حسناً، لا يمكنني القيادة وتجنّب الجاذبية والشمس

Sen ve baban ebedi aşıklar gibisiniz... tıpkı Güneş ve ay gibi, sadece gün batımında buluşan... ama gözleri daima birbirlerinde kilitli.
أنت وأباك تشكلان الحب الخالد كالقمر والشمس اللذان لا يلتقيان إلا عند الغسق ولكن من ذا الذي يغلق عينيه دائما