Sizlerle paylaşmak isterim ki, sevgi, merhamet, güven ve dürüstlük, | TED | أريد مشاركة هذا معكم، بسبب الحب، بسبب الرحمة، وبسبب الثقة والصدق. |
- Evliliğin iki temel direğinin "açıklık" ve "dürüstlük" olduğunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنت تعرف أن اثنين من أركان الزواج هي الانفتاح والصدق. |
- Kendimi bu yola girdiğimde yolumun açık ve dürüst çalışmanın mümkün olduğunu düşündüğüm zamanlardaki gibi mutlu hissediyorum. | Open Subtitles | كما فعلت عندما بدأت و أعتقدت أن طريق المستقبل حيث الطهارة والصدق ممكن |
Bütün müteşebbüslerin hepsi de başarılı ve dürüst olmak gibi bir lükse sahip değillerdir. | Open Subtitles | ليس كل المقاولين يمكنهم الحصول على الثراء مع وجود النجاح والصدق معاً |
Sahtekarlığın, hilekarlığın, fesadın doğru ve dürüstlükle karıştığı bir yeri. | Open Subtitles | ...حيث الإحتيال، والخداع والمراوغة تختلط بالحقيقة والصدق |
ŞİMDİ - HEATHER DUNBAR Yüksek Mahkeme merdivenlerinde Şeffaflık, dürüstlük ve adalet çağına giriyoruz. | Open Subtitles | أن يحتضن حقبة جديدة من الشفافية والصدق والعدالة |
Hayatım boyunca dürüst yaşadım. Bunu nasıl yapabilirim. | Open Subtitles | احتذيت الاستقامة والصدق طيلة حياتي، فأنّى أفعل ذلك؟ |
Ama onlar bşka bir şeyi daha paylşırlar, karşılıklı saygı, anlayış, ve dürüstlük. | Open Subtitles | لكن أيضا أنهما يشتركان شيء آخر، و الاحترام المتبادل، التفاهم والصدق. |
Senin gözlerinde iyilik ve dürüstlük görüyorum. | Open Subtitles | أرى الخير والصدق عندما أنظر في عينيك. |
Sen...sen..sen bilirsin, her zaman güven ve dürüstlük ile önde gidersin... | Open Subtitles | كما تعلم أنت تعتمد القيادة بالثقة والصدق... |
Evet, hakikat ve dürüstlük benim için çok önemlidir. | Open Subtitles | فالحقيقة والصدق مهمان جداً لي. |
Zalimlik ve dürüstlük... | Open Subtitles | القسوة والصدق... |
ve dürüst olmak, hassas biri olmanın ilk adımıdır. | Open Subtitles | والصدق هو اول خطوة يجب أن تقوم بها حتي تكون سريع التأثر بالعواطف |
Karla, bu görüşmedeki en önemli unsurun tamamen açık ve dürüst davranman olduğunu bilmen gerek. | Open Subtitles | من المهم يا كارلا ان تقدمي كل شيء بالشفافيه الكامله... والصدق بكل شيء |
Oldukça sempatik ve dürüst birisi izlenimi veriyorsun. | Open Subtitles | أنت تعطي لهم إحساس التعاطف والصدق |
Ama çok gerçek ve dürüst görünüyordu. | Open Subtitles | لكنني شعرت بالواقعية والصدق |
Günümüzde "daha iyi" olmanın tanımı ...zeka, dürüstlük ve cesurluğa bağlı değil. | Open Subtitles | في هذه الأيام، 'أفضل' لم يتم تعريف من قبل المخابرات، والصدق أو الشجاعة |
Hayatım boyunca dürüst yaşadım. Bunu nasıl yapabilirim. | Open Subtitles | احتذيت الاستقامة والصدق طيلة حياتي، فأنّى أفعل ذلك؟ |