Caesar'ı tanıyorum. Onun yaptığı her şey hız ve saldırıya bağlı olur. | Open Subtitles | أعرف قيصر، كل ما يفعله مبنيّ على السرعة والعدوان. |
Hoşgörü ve saldırganlık arasındaki denge, kavgaların törensel olmasını sağlıyor. | Open Subtitles | الشعرة الرفيعة بين التسامح والعدوان يؤدى إلى معركة مُطقسَة |
İktisadi teorileri insanlığa karşı var olan baskı ve saldırıyı ortadan kaldırmak için kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | والعدوان بين البشر تحقيقا لهذه الغاية أنا أقوم بعمل محاكاة اقتصادية |
İntikam, saldırganlık ve kısası kesinlikle reddediyorum. | Open Subtitles | أرفض تماماً الانتقام والثأر والعدوان. |
Büyük Foster'ın tüm bildiği sindirme, şiddet ve saldırganlık. | Open Subtitles | (كلمايعرفه(فوستر.. هو الترهيب والعنف والعدوان |
Büyük Foster'ın tüm bildiği sindirme ve şiddet. | Open Subtitles | هو الترهيب والعدوان |
"Öfke ve saldırı" | Open Subtitles | " الغضب والعدوان " |
Semptomları demans hastalarınınkine benziyor kafa karışıklığı, kısa ve uzun süreli bellek hafıza kaybı ani öfke nöbetleri, anti sosyal davranışlar, saldırganlık... | Open Subtitles | أعراضه هي مثل تلك التي dementia-- الارتباك ، على المدى القصير و فقدان الذاكرة على المدى الطويل، تفجر ، ومكافحة الاجتماعية السلوك والعدوان ... |