Evlilik ilişkisi ve çocukların kendi aralarında ilişkisi de vardır. | TED | والعلاقة الزوجية، والعلاقة بين الطفلين نفسهما. |
İnsanlık tarihinde ilk kez arzunun temelindeki bağ kurmayla ve hazla ilgili alakalı olarak seks yapmak istiyoruz. | TED | إنها المره الأولي التي نريد فيها الجنس مع مرور الوقت حول السعادة والعلاقة الراسخة في الرغبة. |
Bu bana bakış açısını ve ilişkileri hatırlatıyor. | TED | ولذلك فإن هذا يقودني مرة أخرى إلى المنظور والعلاقة. |
Gerçekten bir sonuca varmak, karşıt teorileri çürütmek ve korelasyonla neden sonuç ilişkisini ayırt etmek için. | TED | لتدليل نتيجة، واستبعاد نظريات منافسة، وللتمييز بين العلاقة المترابطة والعلاقة السببية |
Ancak bu harika erişimle birlikte yaratıcı ve tüketici arasında bir bölünme oluşmasını sağladık ve ikisi arasındaki ilişki daha çok tek yönlü hale geldi. | TED | لكن مع العملية المدهشة، سمحنا بالفصل بين المنشئ و المستهلك. والعلاقة فيما بينهما أصبحت في اتجاه واحد. |
Doktor Kessler, Doktor Hill'le olan ilişkinizi ve geçmişinizi ifade eder misiniz? | Open Subtitles | الدكتور كيسلر، تصفون تاريخكم والعلاقة مع الدكتور هيل؟ |
Birleşik Devletler'in, Cleveland, Detroit, New York ve kuzey hattı gibi modern şehirlerin bulunduğu bölgelerinde bu, güzel bir gün ile kafanızın üzerinde, bir millik buz olması arasındaki farktır. | Open Subtitles | أسخف شيء سمعته في حياتي لكنهم يتطابقوا بالطبع والعلاقة بينهما فعلا معقدة |
Bir macera yaşadık. Eşcinseldi ve ilişkimiz pek uzun sürmedi. | Open Subtitles | هو كان شاباً ومستهتراً والعلاقة كانت قصيرة جداً |
Bu, düzen ve kaos arasındaki, tuhaf, beklenmedik ilişkinin keşfi hakkındadır. | Open Subtitles | نتحدث عن ذلك الاكتشاف الغريب والعلاقة الغامضة بين الفوضـى والنظـام |
Aydınlık ve karanlık Fae'ler arasındaki mesele haz etmemekten biraz daha fazlası. | Open Subtitles | والعلاقة بين النور والظلام اكثر من كونهم فقط لايحبون بعضهم البعض |
Elbette bu eğitim tamamen sevgi ve bağlanmayla olur. | Open Subtitles | كما ترين التدريب هو جمع بين الحب ، والعلاقة |
New York'ta değilsin ve sevgili değilsiniz, değil mi? | Open Subtitles | أنت لست في نيويورك. والعلاقة ليست حصرية، أليس كذلك؟ |
Barda, ve ilişkim hiçbir şekilde ilerlemeyecek ta ki onun hakkında herşeyi öğrenene kadar ve o benim güvenli dünyamdan daha fazla şey biliyor. | Open Subtitles | في الحانة والعلاقة لن تتقدم إلي الأمام حتي أعرف كل شيء عنها |
Pastırma ve seks. Favori olması zor değil. | Open Subtitles | اللحم المقدد والعلاقة الحميمة، من الصعب أن تختار المفضّل لديك. |
Şeker yüklemeleri, nikotin, kokain ve seks gibi ödül bölgelerinin sahip olduğu aynı etkilere sahipler. | Open Subtitles | تناول السكر لديه نفس التأثير على مناطق بالدماغ, مثل النيكوتين الكوكايين والعلاقة الحميمة |
Kindred'ın çiftleri öldürme nedeni aşka ve bağlanmaya karşı olan özleminden kaynaklanıyor. | Open Subtitles | نعتقد بأن الكيندريد يقوم بقتل الأزواج لأنه يشعر بالغيرة من الحب والعلاقة التي لا يستطيع الحصول عليها |
Ikisi arasında yapmış olduğunuz beden ve bağlantıları. | Open Subtitles | الجسد والعلاقة التي أجريتيها بين الاثنين. |
ve eğer düşünürseniz daha yoğun yerlerde daha az salınım bağlantısı da var -aslında kavramak zor değil. | TED | والعلاقة هي .. طبعاً انه كلما كانت المدينة اكثر كثافة .. كلما كان انبعاث الغازات منها اقل وهو أمرٌ ليس صعب الفهم ان فكرنا به جيداً |
Mantarların büyümelerini seyrederken ve vücudumu incelerken, farkettim ki, sonsuzluk mantarları ölüm ve vücudum ile çevre arasındaki ilişki hakkında yeni bir düşünce tarzının sembolü olabilir. | TED | لكن عند مشاهدتي لنمو الفطر وهضم جسدي، أتصور أن الفطر اللامتناهي كنموذج لطريقة جديدة للتفكير في الموت والعلاقة بين جسدي والبيئة. |
Kelime oyununu ve bilinçaltı ile olan ilişkisini seviyorum. | TED | أحب التورية والعلاقة بالعقل الباطن |