Evren ve aptallık. Evren konusunda emin değilim. | Open Subtitles | الكون والغباء البشري ، ولست متأكداً بخصوص الكون |
Cesaret ve aptallık arasında ince çizgi bir vardır. | Open Subtitles | هنالك خيط رقيق بين الشجاعة والغباء |
Hem de, buna alet olacak kadar salak olanları sikerek? | Open Subtitles | أنكح فقط من تشعر بالملل والغباء لكي تقوم بنشرهم من أجلك ؟ |
Şu hiçbir şey anlatmayan salak İrlanda saçmalıklarından... Hayır, bu gerçekten harika kitap. | Open Subtitles | انه يتحدث عن الآيرلنديين والغباء وعدم حدوث الاشياء انه كتاب عظيم |
"Çok güçsüz, aptal ve mutsuz hissediyor olmalısın." "Neyse. | Open Subtitles | لابدّ من أنك تشعر بالعجز والغباء والبؤس |
Bense aptal ve çirkin biri. | Open Subtitles | وأنا... وأنت غاية في القبح والغباء |
İki kadim hanemiz, sen ve aptallığın yüzünden yıkılma tehlikesiyle yüzleşiyor. | Open Subtitles | تواجه لدينا اثنين من البيوت القديمة انهيار بسببك والغباء الخاص بك. |
Ama etrafımızda pintiliğin, öfkenin, gurur ve aptallığın... cömertlik, tevazu, adalet ve düşünceden çok daha fazla yarar sağladığını görüyorsak... belki biraz kendimizi zorlayıp dayanmalıyız. | Open Subtitles | ولكن بما أننا نرى أن الجشع والغضب والتكّبر والغباء عادة ما يربحون أكثر بكثيرٍ من البِّر والتواضع والعدل والفكر فربّما ينبغى لنا أن نصمُد قليلا |
Kimse hamileliğin ne kadar şişman biçimsiz ve aptal hissettirdiğini kitabında yazmaz. | Open Subtitles | لا أحد يكتب عن حقيقة الحمل فعلا كيف تشعر بالضخامه والغباء |
Çünkü cesaret ve aptallık arasında bir fark vardır. | Open Subtitles | ... لانني أعرف الفرق بين ... الشجاعة والغباء |
Cesaret ve aptallık arasındaki ince çizgi. | Open Subtitles | - هناك خط رفيع بين الشجاعة والغباء |
Çok ismim vardır. Ama salak bunlardan biri değildir. | Open Subtitles | لدي خبرات كثيره والغباء ليس منهم |
Kendimi çok boşlukta ve salak gibi hissediyorum. | Open Subtitles | اشعر بالفراغ والغباء هذه اللحظة |
aptal ve suçlu hissettim. | Open Subtitles | شعرت بالذنب والغباء |
İyi moral ve aptallığın verdiği enerjiyi tahmin bile edemezsiniz. | Open Subtitles | {\pos(190,220)}لا يمكنك تخيّل الطاقة التي تأتي من {\pos(190,220)}المزاج الجيّد والغباء |
O da "Hayır, gitmeyecek" demiş. Şimdi çaresiz ve aptal görünüyorum. | Open Subtitles | "وهو مباشرة أخبره, "كلا, هي لن تذهب لذلك أنا الآن أشعر بالبؤس والغباء |