"والفضة" - Traduction Arabe en Turc

    • gümüş ve
        
    • ve gümüşleri
        
    • ve gümüş
        
    • ve gümüşe
        
    • ve gümüşün
        
    • ve gümüşten
        
    • ve gümüşü
        
    Altın, gümüş ve bakır, ortalama bir akıllı telefonu oluşturan 70 veya daha fazla kimyasal elementten sadece birkaçı. TED يعتبر كلّاً من الذهب والفضة والنحاس عدداً قليلاً من العناصرالكيميائيّة السبعين التي تدخل في صناعة الهواتف الذكية.
    Bakanlık gümüş ve altın senetleri 1934'de tedavülden kaldırdı. Open Subtitles المالية استبعدت توزيع مصداقيات شهادات الذهب والفضة في عام 1943
    Onlarda altın ve gümüşleri tabutlara Koyup götürecekler sanırım. Open Subtitles واعتقد انهم سيظعوا الذهب والفضة في التوابيت ويعيدوا شحنها
    Humboldt, California ve Nevada'dan geçen Bütün altın ve gümüş yollarının üstündedir. Open Subtitles هومبولت نقطة الشحن لجميع الذهب والفضة من ولاية كاليفورنيا ونيفادا.
    Bilirsiniz, bazı erkekler altın ve gümüşe düşkündür. Open Subtitles كما تعلم بعض الرجال لديهم الشغف للذهب والفضة
    O kadar çok altının ve gümüşün olduğunu bize söylememeliydin çünkü artık, onların hepsi bizim olana dek daha şiddetli savaşacağız. Open Subtitles -ماكان يجب ان تعلمنا بكمية الذهب والفضة التى لديك -لاننا بهذا سنقاتل اقوى مما كنا عليه لاخذ املاكك كلها لنا
    Öyle bir şey teklif etmeliyim ki benim için altından ve gümüşten daha değerli olmalı. Open Subtitles يجب أن أعرض عليهم شيء أغلى عليَّ بكثير من الذهب والفضة.
    Altını ve gümüşü, kötü dünyanın bir parçası olarak görüyorlar. Open Subtitles انهم يرون الذهب والفضة كجزء من سقوط العالم.
    Altın,gümüş ve bir sürü madenler. Open Subtitles ثروات كبيرة من الذهب والفضة المياه المعدنية والأملاح
    Mısırlıların altın, gümüş ve eşyalarını almamıza izin verdi. Open Subtitles تمكن من الخروج حاملين معهم الذهب والفضة ومجوهرات وملابس المصريين
    Otelde bekliyorum ve orada büyük kuyumcu toplantıları, sergiler ve standlar, binlerce ve binlerce dolar değerinde altın, gümüş ve elmas vardı. Open Subtitles لقد كنت في ذلك الفندق وهنالك مهرجان كبير للمجوهرات أكشاك بها آلاف وآلاف من الذهب والفضة والألماس
    Aslında çoğu durumda altın, gümüş ve bronz seviye hizmet bile görebilirsiniz. TED في الواقع، في كثير من الحالات، يمكنكم رؤية مستويات خدمة من الذهب والفضة والبرونز .
    İstediğin altın ve gümüşleri getirdim. Open Subtitles انا احضرت الذهب والفضة كما امرت.
    46 ton altın ve gümüşleri varmış. Open Subtitles لديهم 46 طن من الذهب والفضة
    Paranızı niye çalıştırmıyorsunuz... sadece altın ve gümüş yatırımının getirebileceği kazanç için. Open Subtitles لماذا لاتستثمرون جزء من هذا المال مع العائد الكبير من الاستثمار فى الذهب والفضة ؟
    Hayır, ben sadece içinde altın ve gümüş olan şeyleri arıyorum. Open Subtitles لا، أنا فقط لاصطياد الاشياء التي تأتي في الذهب والفضة. أنت تعرف ذلك.
    Elindeki her şeyi satıp, altın ve gümüşe yatırmasını. Open Subtitles أخبرته أن يبيع كل شيء في حقيبة أسهمه ويضعها في الذهب والفضة
    Askeri kaynaklar, insan olmayanlara karşı ana savunma tedbirlerinin virüse yakalananların ölümcül hassasiyet gösterdiği ultraviyole ışık ve gümüşe dayandığını doğruladı. Open Subtitles مصادر عسكرية تؤكد أن تدابير الدفاعالأوليةضد الجنسغير البشري... مبنية علي الأشعة فوق ... البنفسجية والفضة.
    Chiyoh, en stabil elementler periyodik cetvelin ortasında, demir ve gümüşün arasında bulunur. Open Subtitles ‫العناصر الأكثر استقراراً (شييو) تقع ‫في منتصف الجدول الدوري ‫تحديداً فيما بين عنصريّ الحديد والفضة
    Her hazine altın ve gümüşten değildir. Open Subtitles ليست كل الكنوز هي الذهب والفضة يا صاحبي
    Babam altından ve gümüşten çok daha değerliydi. Open Subtitles "كان أبي أغلى من الذهب والفضة"
    Ama size söyleyeyim ve her borsacı söyleyecektir o binada olmayanlar altın almış olanlar ve altın ve gümüşü olanlar bu olay olduğunda ilk düşündüğünüz şey evet, altın ne kadar yükseldi? Open Subtitles لكن ساقول لكم وكل تاجر سوف يقول لكم من الذي لم يكن داخل تلك البناية ومن الذي كان يشتري الذهب ومن الذي إمتلك الذهب والفضة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus