Siperde yatarsınız ve kurşunlar düşmeye başlar. | Open Subtitles | تخيل نفسك واقفاً فى خندق والقذائف تنهمر من حولك |
ve 29 Temmuz'da, bombalar Belgrad'a düşerken böyle kalması için son çabalar harcanıyordu. | Open Subtitles | في يوم 29 يوليو ، والقذائف تتساقط على بلغراد كانت هناك محاولة أخيرة ،لإبقاء الحرب على ذلك النحو |
Makineli tüfeklerin ve roket atarların kullanıldığı ağır silahlı saldırıya maruz kaldılar. | Open Subtitles | وقد قابلتهم النيران الكثيفة من الرشاشات والقنابل والقذائف الصاروخية |
Onun yerine arabalara, mücevherlere ve füzelere harcanıyor. | Open Subtitles | بل تُنفق على السيّارات والمجوهرات والقذائف. |
Beklediğimiz toplu bir silahlı direniş yerine birkaç atış oldu ve kolayca şehire ulaştık. | Open Subtitles | -عوضاً عما توقعنا من تبادل النيران الكامل -إلا انه لم يكن إلا بعض الطلقات والقذائف وبعدها وصلنا للحصن بكل سهولة. |
Ama bu silahlarla ve füzelerle verilen bir savaş değil. | Open Subtitles | لكنها لا تتم بالأسلحة والقذائف |
İbneler füze ve roket atıyorlardı. | Open Subtitles | التى ترمي الصواريخ والقذائف على |
ve daha çok roket satarsınız beyler. | Open Subtitles | والقذائف الأكثر أنت بيع رجال. |
Laboratuvardan gelecek iz ve balistik raporlarını bekliyorum. | Open Subtitles | -ننتظر نتائج الآثار والقذائف من المختبر |
Laboratuvardan gelecek iz ve balistik raporlarını bekliyorum. | Open Subtitles | -ننتظر نتائج الآثار والقذائف من المختبر |