Cinnet halinde olmadıkça ve bir dizi sadizmlik ve zalimlik içinde olmadıkça, en iyi refakatçiliği yaptılar. | Open Subtitles | إنهم أفضل صحبة مالم تكن مصاباً بالجنون ولديك رغبات لا نهائية من الوحشية والقسوة |
Din, çoğu zaman bir bağnazlık ve zalimlik maskesi taşıyordu. | Open Subtitles | -والدين غالبا ما يرتدي قناع التعصب والقسوة |
Belki oğlu işleri düzgün bir yol göstermeyle devralır diye düşünmüştüm ama sende gerekli olan güç ve vahşilik yok. | Open Subtitles | وظننت أن ابنه قد يأخذ مكانه بالإرشاد المناسب لكنك تفتقد للقوة والقسوة |
Sende gerekli olan güç ve vahşilik yok. | Open Subtitles | أنت تفتقد للقوة والقسوة لفعل ما هو ضروري |
Erkeklerin dünyası aç gözlülük, aldatmaca ve acımasızlık ile dolu. | Open Subtitles | شغل في العالم الرجال الجشع، الخداع، والقسوة. |
acımasızlık bizim doğamızda olan bir şey mi? | Open Subtitles | هل عـدم الرحمـة والقسوة هي طبيعتنا الحقيـقية ؟ |
Senin için bir şey ifade eden iki şey oldu hep güç ve zalimlik. | Open Subtitles | لا يهمك سوى شيئين ... القوة والقسوة |
Sabır, hız, uyumluluk, acımasızlık. | Open Subtitles | الصبر، والسرعة القدرة على التكيّف، والقسوة |
Kabalık, pislik, acımasızlık... | Open Subtitles | بسبب خشونة التعامل، والقذارة، والقسوة |