İhtiyacı olanlara arkadaşlık edeceğime ve yardım edeceğim. | Open Subtitles | الصداقة لمن يحتاجها والمساعدة لمن هم في محنة سأعمل بإخلاص وشرف |
Ben yargılamak için değil, dinlemek ve yardım etmek için buradayım. | Open Subtitles | لست هنا للحساب , انا هنا للاستماع والمساعدة |
Bu görevde CIA'den, istihbarat ve yardım alacağız. | Open Subtitles | سيتعين علينا إنتل والمساعدة من وكالة المخابرات المركزية في هذه المهمة |
Şimdi muhtemelen ölmekte olan kardeşime yardım etmek için dışarı gidiyorum. | Open Subtitles | أنا خرجت الآن للذهاب والمساعدة بلدي , وربما يموت شقيقه. |
Üçüncüsü toplum içerisinde, varlıkta ve yoklukta insanların birbirine göstermesi gereken yardım ve tesellidir. | Open Subtitles | ثالثا، للصحبة المتعاونه، والمساعدة والراحة الذي يجب ان يحصل عليه الشخص من الشخص الاخر. في الحالتين، الازدهار والمصائب. |
Şuradaki benim kardeşim, ve buraya sizi iyileştirmek ve yardım etmek için geldik. | Open Subtitles | ،وهذا هنا هو أخي ونحن قد وصلنا هنا لعلاج المرضى .والمساعدة بأي طريقة ممكنة |
Yalnızca kendi evine yatırım yapmayıp, aynı zamanda daha geniş bir çevrede aynı koşullardaki çocuklara ulaşmaya ve yardım etmeye çalışmayı öğrendim. | TED | وليس فقط أن تستثمر في بيتك الخاص بل البحث والمساعدة في تربية الأطفال في المجتمع الأوسع . |
Seppo Ilmari Koistinen 16 Mayıs 2005'te Helsinki'de gerçekleşen büyük çaplı hırsızlığa karışmak ve yardım etmek suçlarından iki yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. | Open Subtitles | سيبو إلماري كويستينن سيتم الحكم عليه... بتهمة التحريض والمساعدة في السرقة الكبيرة في هلسنكي بتاريخ مايو 16, 2005 |
- Yerleşim, rutin ve...yardım. - Ya bu şey bu şekilde inşa edilmemişse? | Open Subtitles | -معرفة تصميم السجن وفهم روتينه والمساعدة" " |
Arkadaşlık için değil, güvenlik ve yardım için. | Open Subtitles | ليس للرفقة بل للسلامة والمساعدة. |
O "Springfiel'lılar Şiddetsizlik, Anlayış ve yardım içindir." | Open Subtitles | "أهل (سبرينغفيلد) يطالبون بعدم العنف وبالتفاهم والمساعدة" |
Onarım, kurtarma ve yardım için. | Open Subtitles | للتصليح, الإنقاذ والمساعدة |
- Yerleşim, rutin ve...yardım. | Open Subtitles | التخطيط، الروتين، والمساعدة |
- Hiç önemli değil. Komşuları tanımak ve onlara yardım etmek güzel bir şeydir. | Open Subtitles | إنه فقط من الجيد معرفة جيرانك، والمساعدة. |
Çocukları fakirlikten kurtarıp çalışan annelere yardım etmek mi? | Open Subtitles | رَفْع الأطفالِ خارج الفاقةِ والمساعدة على تَشْغيل الأمَّهاتِ؟ |
Böyle iyiyim efendim. Kalıp yardım etmek isterim. | Open Subtitles | لا، أنا جيد يا سيدي أريد البقاء والمساعدة |
Koalisyon, bunun Taliban'ın geri dönüşü olduğuna ikna olmuştu ve İngiliz birlikleri, bölgesel hükümeti korumaya yardım etmek ve düzeni sağlamak için oraya gönderildi. | Open Subtitles | التحالف الدولي اعتقد أن طالبان عادت فأُرسلت قوات بريطانية إلى هناك لإعادة النظام والمساعدة في حماية حكومة الإقليم |
Hedefe ne zaman yardım ve rahatlık vereceğinizi ve ne zaman geri alacağınız bilmelisiniz. | Open Subtitles | ..عليك ان تعلم متى تعطي الهدف الراحة والمساعدة ومتى تأخذها |
İsyan çıkarıp özel mülke zarar verme adam kaçırmaya yardım ve yataklık, adaleti engelleme ve seni kırmızı ışıktan karşıya geçerken gördüğüme eminim. | Open Subtitles | لدينا أدلة تورطك في التحريض على أعمال شغب، تخريب ممتلكات، والمساعدة والتستر على جريمة إختطاف، |