- Evet. Beyazlar el sıkışır, Hintliler sarılır. | Open Subtitles | الأجانب يتصافحون بالأيدي ، والهنود يحضنون بعضهم البعض |
Ulusal Güvenlik Dairesi'ndeki skandaldan sonra Ruslar, Çinliler, Hintliler ve Brezilyalılar dedi ki "Kendi internet temelimizi oluşturalım çünkü bu konuda başka ülkelere bağımlı kalamayız." | TED | بعد فضيحة جهاز الأمن القومي والروس والصين والهنود والبرازيلين، قالوا لنضع أساسا جديدا للانترنت، لأنه لا يمكننا الخضوع للآخر. |
Eski Yunanlılar ve Amerika'nın yerlileri Kızılderililer ise, saplı bir tava yerine büyük bir ayının kuyruğunu gördüler. | Open Subtitles | وهو ذيل لدب كبير وهو ما رآه اليونانيون القدماء والهنود الحمر بدلا من الملعقة أو المحراث |
Artık savaş kaçağı askerler ve bazı Arizona'lı Kızılderililer için federal bir hapishaneleri var. | Open Subtitles | الأن لديهم سجن فدرالى هناك يضعون فيه الجنود الأسرى والهنود من ولاية أريزونا |
Francisco tersine inansa da bir avuç amatörün kovboy ve yerli taklidi yapması bizi kurtarmayacaktı. | Open Subtitles | مجموعة من الهواة يلعبون أدوار رعاة البقر والهنود لن يُنقذونا أبداً بعض النظر عمّا يعتقد (فرانسيسكو). |
Ben cadılardan ziyade Fransız ve Kızılderili saldırılarından endişe ediyorum. | Open Subtitles | .... أنا أرى أني أقلق أكثر بخصوص هجوم الفرنسيون والهنود |
Bu ülkede tam 25 yılımı geçirdim İngiliz ve Hintlilerin yakınlaşmaya çalıştıklarında ortaya çıkan şey felaketten başka bir şey değildi. | Open Subtitles | من واقع خبرتي خلال 25 عاماً قضيتها هنا لم يحدث إلا نتائج كارثيّة عندما يبدأ البريطانيون والهنود تكوين علاقة وديّة |
Oğlunuzun hayal gücünün çok geniş olduğunu ima etmek istemiyorum ama sapanıyla camımızı kırdığında çok korkunç kovboyları ve Kızılderilileri kovalıyordu herhâlde. | Open Subtitles | الآن، لا أريد أن ألمّح إلى أن إبنكِ لديه مخيّلة جامحة، لكنّه ربّما كان يطارد بعض رعاة البقر المخيفين والهنود الحمر بواسطة مقلاعه عندما حطّم نافذتنا. |
Beyazler ve Hintliler asla dost olamazlar. | Open Subtitles | البيض والهنود لم يكونوا أصدقاء أبداً |
BlueBell'liler muhtemelen Hintliler ve Hacılarla yeniden mısır ticaretini başlatıp, şükrederler. | Open Subtitles | من المحتمل ان سكان بلوبيل سيُشرّعُون ثانية بالحجاج والهنود و تجارة الذرةِ، و عيد... |
Ve Rusya'da İspanyollar, Burma'da Hintliler. | Open Subtitles | (والأسبان الذين لقوا حتفهم فى (روسيا (والهنود الذين ماتوا فى (بورما |
Hintliler de kötü kokuyor. | Open Subtitles | والهنود رائحتهم مقرفة |
Eğer orada hayat varsa ve buraya gelirlerse vaziyet Kolumbus ve Hintliler gibi olacak. | Open Subtitles | لو ثمّة حياة ذكيّة عليه وجاءونا، فسنكون مثل (كولومبُس) والهنود. باستثناء أننا سنكون الهنود. |
Üstelik nal izi, Kızılderililer ise atlarını nallamaz. | Open Subtitles | أضافة الى انها اثار حدوات حصان والهنود لا يضعون حدوات فى احصنتهم |
Siyahlar, beyazlar, Asyalılar, Kızılderililer, herkes birlikte takılıyor. | Open Subtitles | السود والبيض والآسيويين والهنود يعيشون معاً |
Hey, hey, hey. Hacılar, Kızılderililer, kavga etmeseniz? | Open Subtitles | حسنا , ايها الحجاج والهنود هل يمكننا ان نتوقف عن القتال ؟ |
Ve Kızılderililer kendilerine yeni bir eğlence bulmuşlardı şarkı söyleyen kabloların akordunu dinliyorlardı. | Open Subtitles | ... والهنود وجدوا تسلية جديدة يستمعونإلىلحن الأسلاك الغنـائية |
Beyaz adamlar işime karışmıyor ve Kızılderililer de cana yakınlar. | Open Subtitles | ولا ينظر الرجل الأبيض ... إلى كتفي والهنود يشتهرون بالضحك على الذقـون |
Siz ikiniz Hacı ve Kızılderili'siniz. | Open Subtitles | انتم الاثنان من الحجاج والهنود الحمر |
Ve zamanın bütün İslam âlimleri gibi, El-Biruni'de de kadim Yunanlılar,Babilliler ve Hintlilerin bilim ve matematiğini saplantı haline gelmişti. | Open Subtitles | ،وكجميع علماء المسلمين في زمانه كان "البيروني" مهووساً بعلم ورياضيات اليونانيين والبابليين والهنود القدامي |
ve Kızılderilileri görürsün, seni öldürür sonra tecavüz ederler. | Open Subtitles | والهنود سيقتلوك . |