Whitehall için burada olacak, yani onu çıkarmaya yönelik bir planı var demektir. | Open Subtitles | انه هنا من أجل وايتهال, مما يعني ان لديه خطة لإخراجه. |
Dr. Whitehall kısa bir süre sonra Bayan Hargrave'ın tutuklanmasından serbest bırakılacak ve açıklayacak. | Open Subtitles | سيتم إطلاق سراح الدكتور وايتهال من حبس السيدة هارجريف قريبا, وهو سوف يشرح. |
Scottie Whitehall'ı alt bodrumda barikat olarak kullanıyor. | Open Subtitles | حصلت سكوتي على وايتهال محاصرة في الطابق السفلي تحت الأرض. |
O kapıdan içeri girersen, Whitehall'ın kafasına bir kurşun sıkacağım. | Open Subtitles | أدخل من هذا الباب, وسوف أضع رصاصة برأس وايتهال. |
Yapmadan önce, sana Whitehall'dan bahsetmiş mi diye merak ediyorum. | Open Subtitles | وقبل أن أفعل, أريد أن أعرف إذا قالت لك عن وايتهال. |
Bak, bunun bizi Artax Ağına nasıl sokacağını anlıyorum, ama ya Whitehall'a? | Open Subtitles | انظر، افهم كيف سيدخلنا هذا لشبكة أرتاكس لكن كيف سيوصلنا لـ"وايتهال" ؟ |
Whitehall Sarayı, Londra Ağustos 1540 Bazılarına göre, bu, gelmiş geçmiş en sıcak yaz. | Open Subtitles | قصر وايتهال, لندن أغسطس, عام 1540 |
Bunu ne kadar uzun süredir aradığınızı biliyorum Dr. Whitehall. | Open Subtitles | أعرف كم المدة التي كنت تبحث فيها عن ذلك "دكتور "وايتهال |
Scottie, Whitehall'ı Halcyon'da tutuyor. | Open Subtitles | سكوتي تحتجز وايتهال داخل هالسيون. |
Whitehall'ın yerini ve kodunu beş saniye içinde söylemezsen... | Open Subtitles | لكن إذا لم تخبرنا مكان وايتهال و الرمز خلال الخمس ثواني القادمة... |
Dr. Whitehall, artık güvendesiniz | Open Subtitles | الدكتور وايتهال, أنت آمن الآن. |
Ve bunu alamazsam, Dr. Whitehall'ın söyleyeceklerini... dinledikten sonra çekip gitmeye hazırım. | Open Subtitles | وإذا لم أحصل عليها, انا على استعداد للذهاب... بعد سماعكم مايود الدكنور وايتهال قوله. |
Bazen istediğimiz şeyi bırakmalıyız ve yapmamız gerekeni yapmalıyız ve babanın Whitehall'a ulaşmasını önlemeliyiz. | Open Subtitles | أحياناً يجب ان تخلى عما نريد ونفعل ما يجب ان نفعله و يجب ان نمنع والدك من "الوصول لـ"وايتهال |
O kasayı aldıkları yeri takip ediyoruz, Whitehall'ı buluyoruz. | Open Subtitles | نتعقب مكان أخذهم لتلك العربة "بجد "وايتهال |
Oradan büyük bir şey aldıklarını biliyoruz, ancak Whitehall olup olmadığını bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن نعلم انهم اخذوا شيئاً كبيراً هناك "و لكننا لا نعرف إذا ما كان "وايتهال |
Whitehall'ı alacaksak, derhal şimdi yapacağız, sen ve ben. | Open Subtitles | إذا كنّا سنذهب لـ"وايتهال" سنفعلها الآن أنت و أنا |
Whitehall kuantum hesaplamayı çözdü. | Open Subtitles | وايتهال كسر الحوسبة الكمية |
Richard Whitehall'ı tanıtmak isterim. | Open Subtitles | اود ان اقدم ريتشارد وايتهال. |
Lütfen bana Whitehall hakkında ne biliyorsan söyle. | Open Subtitles | "رجاءً اخبرني ما تعرفه عن "وايتهال |
Scottie'nin güvenini kazanmak ve Whitehall hakkında bilgi edinmek için beni gönderdin, şimdi dışarıdayım ve... karanlıktayım. | Open Subtitles | (لقد ارسلتني لأكسب ثقة (سكوتي "و اعلم بشأن "وايتهال .. و الآن انا بالخارج أنا هارب |