O kalbimi aynı zamanda hem hızlı, hem yavaş attıran tek kız. | Open Subtitles | إنها الفتاة الوحيدة التى تجعل قلبي ينبض بسرعة وببطء فى نفس الوقت |
Ve çok yavaş bir şekilde, birkaç dakika boyunca, acı çekiyormuş gibi ayağa kalkıyor ve sonra ivme kazanıyor ve neredeyse düşecekmiş gibi görünüyor. | TED | وببطء شديد، على مدى بضع دقائق، يصعد بطريقة مؤلمة نوعا ما، وثم يكتسب قوة دافعة ويبدو وكأنه تقريبا على وشك السقوط. |
Kalbimin aynı anda hem hızlı, hem yavaş atmasını sağlayan... tek erkek sensin. | Open Subtitles | أنتت الفتى الوحيد الذى يجعل قلبي ينبض بسرعة وببطء فى نفس الوقت |
Bir elimle boğazından tuttum, yerden havaya kaldırdım, ve yavaşça boynunu kırdım. | Open Subtitles | مسكته من عُنقه بيد واحدة ورفعته من على الأرض وببطء كسرت رقبته |
Yavru çağrıya yanıt verir ve yavaşça birbirlerine yaklaşırlar. | Open Subtitles | وتستجيب الصغار وببطء تعود للمنزل واحدة بعد الأخرى |
Sonra o kolu yavaşça bize doğru uzattı, sanki ikram edermiş gibi. | Open Subtitles | ثم وببطء حمل يده باتجاهنا وكأنه يقدمها لنا |
Daha hızlı ya da daha yavaş yapabilirim. Rap gibi bile yaparım. | Open Subtitles | أستطيع فعلها بسرعة وببطء يمكننى تمثيل دور الاغتصاب |
Kuzey'de kontrol ağzına geçtiğinde, sana kalmış yavaş ya da hızlı. | Open Subtitles | بفمك شمالاَ كي تبقى مسيطراَ يمكنك أن تسعدها بسرعة وببطء |
Her zaman seveceğim. Bir de bebeğimiz olacakmış. yavaş da olsa, zamanla, her şey değişiyor. | Open Subtitles | وسأكون دائماً واقعاً في حبك وايضاً، نحن سنرزق بطفل وببطء وعلى مر الوقت، كل شئ يتغير |
Ayaklarımdan başlayıp yavaş yavaş yüzüme doğru gelirsen ne kadar mutlu olduğumu gördüklerinde, bu bir sürpriz olur. | Open Subtitles | لو بدأت من قدميّ وببطء اتجهت إلى أعلى إلى الوجه عندما يرون كم أنا سعيده |
Ve sen onu büyütecek, hedefine doğru ilerlemesini sağlayacak ve yavaş ama emin adımlarla o üyeleri bireysel silahlanma hakkının paralı muhafızlarına çevireceksin. | Open Subtitles | وأنتِ سوف تبنيه، سوف تقودين أجندته، وببطء لكن بثبات، ستحولين هؤلاء الأعضاء إلى أوصياء مدفوع لهم على التعديل الثاني. |
O zamandan beri oturup düşünmek için çok zamanım oldu. yavaş yavaş taşlar yerine oturdu. | Open Subtitles | منذ ذلك الحين حظيت بكثير من الوقت كي أجلس، وأفكر، وببطء استوعبت الأمر |
Ve yavaş, ama çok yavaş bir şekilde merdivenin en üst basamağına tırmandılar. | Open Subtitles | وببطء ببطء شديد صعد أعلى السلالم |
Sessiz, yavaş ve nazikçe sevişmekten hoşlanır. | Open Subtitles | تحب تبادل الحب بهدوء وببطء وبرقه. |
Gözlerini hapseder yavaşça zihnine ve ruhuna doğru yol almaya başlarsın. | Open Subtitles | تحرك عيناه، وببطء تتوغل إلى عقله.. إلى روحه |
Hepiniz yavaşça zırdeliye dönüşeceksiniz. | Open Subtitles | مثل خنازير مخمورة قد تم تسميمها جميعكم وببطء ستصابون بالجنون |
Ve yavaşça, 20. yüzyılın sonlarına doğru, bu kaynak azlığı yok olmaya başladı -- ve burda dijital teknolojiden bahsetmiyorum; analojik teknolojiden bahsediyorum. | TED | وببطء شديد في نهاية القرن العشرين، ذلك النقص بدأ يضعف -- ولا أقصد أن ذلك حصل بسبب التكنولوجيا الرقمية؛ لكن بواسطة التكنولوجيا التماثلية. |
Muntazamdı, dikkate değerdi ve yavaşça bir insandan diğerine ta ki Paris'te 3 yıldızlı bir restoranların resmi ekmeği olana kadar ünü yayıldı. | TED | لقد كان أنيقاً، لقد كان ملحوظاً، وببطء أنتشر من شخص لآخر حتى في النهاية، أصبح الخبز الرسمي للمطاعم ثلاثة نجوم في باريس. |
Dinle beni, çok sessiz ve yavaşça ayağa kalkacaksın. | Open Subtitles | اسمعي ياسيدة ستنهضين بهدوء وببطء |
Orada oturup, yavaşça işleri kötüleştirdiğiniz için sikeyim sizi. | Open Subtitles | Fuck you لجلوسكم هنا وببطء تجعلون الأشياء تسير للأسوء |
- Biraz daha hafif bas, yavaşça. Devam et. | Open Subtitles | ياإللهي سوف ينفجر - لا عليك أضغطي بخفه وببطء قليلاً |