Ancak görevli memur çağırdığı desteği iptal edip Onun yerine kaza raporu doldurmuş. | Open Subtitles | ولكنّ الضّابط ألغى طلب الدّعم، وبدلًا من ذلك قدّم تقريرًا على أنّها حادثة. |
İlkinde, hükûmetler ve topluluklar yayılmayı durdurmak için hiçbir şey yapmazlar, Onun yerine, insanların olabildiğince hızlı biçimde virüse maruz kalmalarına izin verirler. | TED | في أولها، لا تتحرك الحكومات والمجتمعات لإيقاف الانتشار وبدلًا من ذلك تسمح للأشخاص بالتعرض للفيروس بأسرع ما يمكن. |
Onun yerine beni susturuyorsunuz. | Open Subtitles | وأنا لا أتعلم، وبدلًا من هذا، أنتَ تسكتني |
O gün görünmez olmak yerine farklı bir şeyler giyerek görünmeye karar verdim. | TED | وبدلًا من أن أكون غير مرئيًا، اخترت أن أكون شخصًا ينظر إليه، وذلك بارتداء ملابس مختلفة. |
Daha özgüvenli, daha açık fikirli, daha cömert olsaydık ve aşık olmak yerine, aşka dahil olsaydık. | TED | إذا كنا أكثر حزمًا، وأكثر انفتاحًا، وأكثر سخاءً وبدلًا من الوقوع في الحب، نصعد إلى الحب. |
Hissedebiliyorsunuz ama Onun yerine izliyorsunuz. | Open Subtitles | إنكم تشعرون، وبدلًا من التنعُّم بمتاع الدنيا تتفرّجون عليه. |
Onun yerine bir rock tanrısı fantezisi mi yaşıyor? | Open Subtitles | وبدلًا من هذا يتصرف كإله خيالي لموسيقى الروك؟ |
Ama ben oğluma verdiğim sözü tutamadım Onun yerine cezasını kendim verdim. Onu bıçakladım. | Open Subtitles | ولكني نذرتُ عهدًا إلى إبني وبدلًا من أن أحصل على عقابي، لقد طعنته |
Onun yerine, daha da yük bindiriyorsun omuzlarına! | Open Subtitles | وبدلًا من ذلك تلقي باللوم على المتهمة |
Onun yerine bir mezar buldum. | Open Subtitles | وبدلًا من هذا، أجد دفنًا. |
Onun yerine, oğlumuzun hayatını hatırlayacağız. Scott Lockhart. | Open Subtitles | وبدلًا من ذلك, سنذكر حياة إبننا .(سكوت لوكهارت) |
Onun yerine damgalanmış bir yüz Kızılderili büyüsü ve bir kerhane dolusu fahişem oldu. | Open Subtitles | -أجل، وبدلًا من ذلك تلقيتُ وشم بوجهي ... ونوعًا من السحر الهندي وبيت دعارة مليء بالعاهرات. |
Onun yerine Sabine Raoult'u buldum. | Open Subtitles | وبدلًا من ذلك وجدت (سابين راو) |
Onun yerine, | Open Subtitles | وبدلًا من ذلك |
Ancak bunun bu kadar önemli olmasının nedeni, bu resmin burada olmasının nedeni, bu özel hayvanın arkadaşlarını etrafına toplaması ve açıklarda yüzen canlılardan olmak yerine kendilerine komşu olan ve planktonlarla bazı işler yapan yeni yabancıları merak etmeye başlamalarıydı. | TED | ولكن لماذا الأمر بهذه الأهمية، لماذا هذه الصورة مهمة، لأن هذا الحيوان أتى بأصدقائه إلينا، وبدلًا من كونها الحيوانات البحرية المعتادة، بدؤا الأهتمام بنا، بهؤلاء الغرباء الجدد الذين انتقلوا للسكن بالجوار، يفعلون أشياء بالعوالق. |