Bu yüzden de bırak cerrahın olmayı doktorun bile olamam. | Open Subtitles | وبسبب ذلك لا يمكن أن أكون طبيبكِ ناهيكِ عن الجراحة |
ve Bu yüzden de çocuk sağlığı tıbbı ortaya çıktı. | TED | وبسبب ذلك خرج إلى النور تخصص طب الأطفال. |
Bunun yüzünden de tarihte yaptığımız şeyleri neden yaptığımızı tam olarak anlayamadık. | TED | وبسبب ذلك ، فنحن فعلياً لم نفهم مدى تأثير ما فعلناه بتاريخنا. |
İşte bu yüzden, hayatımdaki tüm kutsal şeyleri terk etmem gerekiyor. | Open Subtitles | وبسبب ذلك.. علي أن اتركَ كل ماهو عزيزٌ علي في هذه الحياة |
ve bu yüzden konuşma dilinde zorluk yaşıyorlar. | TED | وبسبب ذلك فهم يواجهون العديد من الصعوبات مع اللغات. |
Ve bunun sonucu olarak da, bana ihtiyacın olduğunda her zaman yanında olmadım. | Open Subtitles | وبسبب ذلك ، كنت دائما هناك عندما كنت بحاجة لي. |
İşte böyle Cheshire Kedisi gülüşlü aptal Bay Blair! | Open Subtitles | وبسبب ذلك... السخيف (بلير) بإبتسامته الغبية |
Yardım etmeye çalıştım. Bu yüzden de dayaktan canımı çıkardılar. | Open Subtitles | لقدحاولتالمساعدة، وبسبب ذلك تعرضت لللطرد |
Bu yüzden de Şangay'da tanıştığı herkes tarafından seviliyor. | Open Subtitles | وبسبب ذلك كان محبوبا من الجميع وهو قابل شنغهاي |
Erkekler beni yapmaya zorladılar Bu yüzden de bana ahlaksız kadın dediler. | Open Subtitles | والكثير من الرجال. كانوا يرغموا نفسهم علي وبسبب ذلك,لقد قالوا |
Bunun yüzünden sevdiğin herkesin ölümünü izlemek zorunda kalacaksın. | Open Subtitles | وبسبب ذلك الآن، سيتوجّب عليكِ رؤية كلّ أحبّائك يموتون |
Bunun yüzünden Xiaotao, Zhuo'yla kavga etmiş. | Open Subtitles | وبسبب ذلك. تعارك (شياو تاو) مع (تشو). |
Ama bu işten herkes nemalanıyor işte bu yüzden maalesef başarısız olacaksın. | Open Subtitles | ولكن الجميع يتغذى في الحوض وبسبب ذلك سوف تخسر |
İşte bu yüzden magnetik fren sistemine ihtiyaç duyuluyor. | TED | وبسبب ذلك تحتاجون نظام الفرملة. |
Ve bunun doğurduğu pişmalıktan ötürü kendini değersiz görüyorsun. | Open Subtitles | وبسبب ذلك غدوتَ نادماً و تفكّر أن لا قيمة لحياتك |
Ama seninle yaptığımız anlaşmanın sınırlarını genişletmeye karar verdik. | Open Subtitles | وبسبب ذلك قررنا أن نوسع مساحة الثقة بيننا |
Bir tek spesifik zarara ait hiçbir delil görmedik ve bu nedenle aldığım kararlarla ilgili vicdanen rahatım. | TED | نحن لم نرى أية أدلة أو حتى حادثة مجردة لأذى معين وبسبب ذلك أنا مرتاح مع القرار الذي قمت به |