Öjeniklikte bir artış vardı ve büyükannem ve büyükbabam oldukça çabuk bir şekilde öjenik denkliğin yanlış tarafında olduklarını fark ettiler. | TED | وكان لا يزال علم تحسين الأنسال حينها في نهضته، وأدرك جداي، وبسرعة وعلى ما أعتقد، أنهم عكس تيار مبادئ تحسين الأنسال. |
Binadaki herkes, en çabuk ve güvenli bir şekilde, en yakın çıkışlara ilerlesin. | Open Subtitles | يتم إخلاؤه كل من بالمبنى لابد أن يتجه غلى أقرب مخرج وبسرعة وأمان |
Bağlayıcıyı bir levyeyle ayırmalıyız. Bunu hemen ve hızlıca yapmalıyız. | Open Subtitles | نفصل الوصلة باستخدام عتلة، يجب أن نقوم بذلك الآن، وبسرعة |
O zaman çabucak: Buradan diğer bir ilginç fikre geçebilirsiniz. | TED | إذاً، وبسرعة: يمنكم التنقل من فكرة مثيرة للاهتمام إلى أخرى. |
İki elinle yap ve hızlı. Evet, güzel, güzel. | TED | افعلي بكلتا يديك وبسرعة, نعم, جيد, جيد. |
Ve büyük bir hızla, çok hücreli oldular, çoğalabiliyorlardı, enerji kaynaklarını elde etmek için fotosentezi kullanabiliyorlardı. | TED | وبسرعة كبيرة، أصبحت متعددة الخلايا، استطاعت التكاثر، استطاعت استخدام التركيب الضوئي كطريقة للحصول على مصدرها الطاقي. |
Çok kısa bir şekilde söylemek istiyorumki -- Natalie Merchant'ın eski şiirleri kullandıği.şarkıları çok etkiledi beni dün gece. | TED | أردت أن وبسرعة جدا -- لقد كنت مندهش جداً من أغاني ناتالي مرتشنت الليلة الماضية، أثناء استرجاعي القصائد القديمة |
İki, başka bir sponsora ihtiyacım vardı ve de acilen. | TED | الثاني، أني كنت بحاجة إلى راعٍ آخر وبسرعة. |
Ruhsat yenilememiz tehlike altında. Derhal eğitim programları yayınlamaya başlamalıyız. | Open Subtitles | ترخيصنا على المحك، نحتاج برامج تعليمية وبسرعة |
İki votka martini, bol vermutlu, bol zeytinli ve çok çabuk. | Open Subtitles | إثنان مارتيني ، جاف جداً ، بزيتون كثير جداً وبسرعة جداً |
Buna uyum sağlaması gerekiyordu ve çabuk olmalıydı, o da yaptı. | Open Subtitles | لذا كان عليه أن يدخل أجواء ذلك وبسرعة وقد فعل ذلك. |
Ne derse yapın, çabuk duyuyor musunuz? | Open Subtitles | أنتم يَجِبُ أن تعملوا ما يَقُولُ وبسرعة ، هَلْ تَسْمعُوا؟ |
Ve zaman geçtikçe -- aslında oldukça hızlıca, birkaç saat içinde -- makineden çıkarıp kullanıma hazır somut bir ürün yapabiliriz. | TED | ومع مرور الزمن وبسرعة في الحقيقة, خلال بضع ساعات يمكننا صنع منتج مادي جاهز لاخراجه من الماكينة و الاستخدام |
Toprak çok yumuşak -- o kadar yumuşak ki kökler kolayca, hızlıca içine girebiliyor. | TED | التربة ناعمة جداً ناعمة جداً، بحيث أن الجذور تستطيع اختراقها بسهولة، وبسرعة. |
Eğer panjurların tozunu almak için bana 100.000 dolar teklif edersen çabucak yaparım. | TED | إذا عرضت أن تدفع لي 100،000 دولار لإزالة الغبار عن ستائري سأجعلها نظيفة جدًا وبسرعة. |
Ve çabucak "Bob Amca" dediğiniz anda çok tuhaf şeyler olmaya başlar. | Open Subtitles | وبسرعة كما يقول عمك بوب الأشياء الإستثنائية تبدأ في الحدوث |
Kalkanlar gemiyi korumaya yardım etmeli, ama dışarıda yakalanan herkes hemen bir korunma bulmalı ve hızlı olmalı. | Open Subtitles | الدرع سيساعد على حماية السفينة أي واحد في الخارج يجب أن يجد غطاء وبسرعة |
Yapamıyorsanız, oldukça sert ve hızlı vurursunuz. | Open Subtitles | وعندما لا تستطيع التمويه فعليك أن تهجم مباشرةً وبسرعة |
EM: Bu uzaydan hızla geri gelen besleme roketlerimizden biri. | TED | هذا أحد المعزّزات الصاروخية لدينا يعود من ارتفاع عالٍ جدًا وبسرعة في الفضاء. |
Kasabada kalmak için parayı nereden bulacaksın bilmiyorum ama kısa zamanda bir karar vermek zorundasın. | Open Subtitles | لا أعلم كيف ستتدبرى المال اللازم حتى تستطيعى السفر ، ولكن ولكن لابد أن تتخذى قرار وبسرعة |
Yani acilen bir helikoper bulmalıyız. | Open Subtitles | يعني اننا نحتاج لتأمين المروحية هنا في نابولي وبسرعة. |
Sana Derhal hukuk danışmanı gerek. | Open Subtitles | ستحتاج الى استشارة قانونية يا صديقي وبسرعة في حال اذا قررت الفتاة |
Dinle, bir an önce yapman gereken Yahudi olmak ne demek onu düşünmen. | Open Subtitles | أنظر، الذي تحتاج فِعله وبسرعة ،هــو التفـكير بشـأن ماذا يعني أن تكون يهودي |
Çok acele olarak insanlarla hayvanlar arasında seçim yapman gerekse, hangisini seçersin? | Open Subtitles | إن اضطررتى إلى الإختيار بين البشر والحيوانات, وبسرعة ماذا سوف تختارين ؟ |
Onun ilacı hemen salgından etkilenen tüm vatandaşları tedavi etmişti. | TED | حيث ساعدت وصفتها على شفاء كل من أصابه الطاعون وبسرعة. |
Fakat yine hikayede fazla hazır, fazla hızlı bir şekilde geri çekiliyoruz. | TED | لكن مجددًا، هذه قصة قد تراجعنا عنها جميعًا بسهولة وبسرعة. |
Oradan oraya daha hızlı koşturuyoruz, bir yere gitmeye çalışıyoruz. | TED | نركض جولة بعد جولة، وبسرعة وأسرع، محاولين الوصول لمكانٍ ما |