Allah'ın en sevdiği peygamberinin ve bütün Müslümanların onurunu savunmak adına bu karikatürü yayımlayan kâfirlere karşı bu saldırıyı yaptığımızı memnuniyetle itiraf ediyoruz. | Open Subtitles | ولذلك نحن نعلن وبسعادة بالغة مسؤوليتنا عن حدوث ذلك الهجوم على ذلك الكافر الذي قام بنشر تلك الرسوم المسيئة حتى ندافع عن كرامة |
Ayrıca, kocam ev işi çok yapar ve yaşamı boyunca bir daha asla bir romantik komedi filmini memnuniyetle izlemez. Benim lehime işleyen bütün bunlar var. | TED | وايضاً ,زوجي يقوم بالكثير في انحاء المنزل وبسعادة لن يُشاهد اي فلم كوميدي عاطفي طوال ما تبقى من حياته وكان لدي تلك الاشياء في صالحي |
- Bahsi iki katına çıkarmak ister misin? - Ah, evet, memnuniyetle. | Open Subtitles | ـ إهتم بمضاعفة رهانك ـ نعم, وبسعادة |
- Bahsi iki katına çıkarmak ister misin? - Ah, evet, memnuniyetle. | Open Subtitles | ـ إهتم بمضاعفة رهانك ـ نعم, وبسعادة |