ve tabii ki bu benim için çok özel, çünkü bütün bu duygular, bazıları banal, bazıları da biraz daha engin, hepsi aslında benim günlüğümden çıktı. | TED | وبالطبع هذه عزيزه على قلبي, بسبب كل هذه العواطف, بعضها كان بسيطاً, وبعضها كان اعمق قليلا, كلها اصلا خرجَت من يومياتي. |
On yıllar boyunca, araştırmacılar ve istatistikçiler oylama yapmak ve oy saymak için düzinelerce karmaşık yol buldular ve hatta bazıları uygulamaya da konuldu. | TED | على مر العقود، توصّل الباحثون والإحصائيون لعشرات الطرق المعقدة من إجراءات وفرز الأصوات، وبعضها كان موضع التنفيذ. |
Shin Bet görevlileri 7/24 göreve yollanıyor bazı görevlerin yasallığı sorgulanabilir, bazıları zar-zor yasal bazılarıysa yasal. | Open Subtitles | قال عناصر الشاباك انه كان يتم ارسالهم فى مهمات طوال الوقت البعض من هذه المهمات كان مشكوك في قانونيتها وبعضها بالكاد قانوني وبعضها كان قانونياً |
Demek istediğim, nispeten kısa bir süre içinde dünyanın ne kadar değiştiğini düşünün, bir zamanlar sıradan ve normal, hatta bazıları göz alıcı ve seksi, olarak düşünülen bütün bu davranışlar, ortak fikrimiz hakkındaki konuşmalar olur olmaz, nasıl sadece bir ya da iki kuşakta damgalanmış hale geldiğini. | TED | أعني أنظروا كم تغير العالم خلال زمن قصير نسبياً، جميع تلك التصرفات التي كانت تعتبر مألوفة وعادية وبعضها كان براقاً ومثيراً أصبحت وصمة عار في غضون جيل أو اثنين، ما أن بدأوا حواراً حول الأرضية المشتركة. |