Charlotte'te beyaz Cumhuriyetçi kadınlardan biri Elinde kocaman kola bardağıyla uyanık kalmaya çalışan bir garsondu. | TED | نادلة من الجمهوريين البيض في تشارلوت صارعت من أجل البقاء مستيقظة وبيدها صودا. |
Bütün bildiğim, uyandığımda bir laboratuardaydım ve Elinde Kansas büyüklüğünde bir iğne taşıyan bir kadın yanımda duruyordu. | Open Subtitles | كل ما أعلمه عندما أستيقظت كنت في مختبر و إذا بهذه الطبيبة واقفة أمامي وبيدها إبرة بحجم كنساس |
Öğleden sonra Elinde bir tabak yemekle evime geldi. | Open Subtitles | وبعدها في تلك الظهيرة قدمت إلى شقّتي وبيدها طبقٌ من الطعام |
Elinde lolipopla parklarda falan takılmıyor ki. | Open Subtitles | انظر، لم تكن متسكعة في المنتزه وبيدها الحلوى |
Elinde video kamera olan iğrenç saçlı kız. | Open Subtitles | "آن الشعثاء"؟ تلك القبيحة ذات الشعر الأحمر وبيدها كاميرا فيديو |
Elinde bir silahla seni arıyordu. | Open Subtitles | وكانت تجري نحوك وبيدها مسدس, لذا |
Ve Virgina oracıkta Elinde fişle kalakaldı. | Open Subtitles | (فيرجينيا) وقفت هناك فقط , وبيدها الفتيل |