Echo'yla ben de içeri gelip bira içsek ve müzik dinlesek? | Open Subtitles | لماذا لا الصدى و اذهب فقط في وبيرة والاستماع إلى الموسيقى؟ |
Bugünün özel deniz ürünleri yemeği, karides, patates kızartması ve bira. | Open Subtitles | طبق مميز من الطعام البحري والجمبري الكبير مع بطاطس مقلية وبيرة |
şuan için benim çok değerli babam görevinin yapıldığına kendi karar veriyor... ve artık daha fazla kek ve alenin (bir çeşit bira) kendi gençliği için... gerekli olmadığına karar veriyor. | Open Subtitles | فى هذه اللحظة أبي المراوغ يستنتج أن واجبه تم و يجب ألا يعطى كعك وبيرة أكثر |
Ben jambonlu sandviç ve bira alacağım. | Open Subtitles | شكرا لك ، صاحب الجلالة ، سآخذ شطيرة لحم الخنزير وبيرة |
Gay arkadaşıma gay birası ve bana da bir normal bira çünkü ben normalim. | Open Subtitles | بيرة شاذة لصديقي الشاذ وبيرة عادية لي ، أنا رجل عادي |
Bizde alkollü içecekler ve bira var. Eğer sıcak bir şeyler istiyorsanız çay var. | Open Subtitles | لدينا نبيذ وبيرة واذا كنتما تريدان شيئاً ساخناً أشربا الشاي |
İşte geldik. Tamam, her biriniz birer silah, birer bira ve birer sigara alın. | Open Subtitles | الحين كل واحد منكم يالورعان ياخذله بندقيه وبيرة وزقاير |
Onun yerine ot ve bira alabilirsin. | Open Subtitles | من الافضل أن تأخذ مخدرات وبيرة بدلا من ذلك |
Şey, dolapta şarap ve bira var ve köşedeki ufak dolapta da likör var. | Open Subtitles | حسناً، هناك نبيذ وبيرة في الثلاجة والمشروب في تلك الخزانة الصغيرة في الزاوية |
Daha sonra bira içmeye gittik. | Open Subtitles | وبعد ذلك لاحقاً خَرجنَا للتخميرِ. وبيرة. |
Şarap ve bira yazan neon tabla haçtan daha parlak. | Open Subtitles | حيث نبيذ وبيرة النيون يوقّعان ألمع من الصليب |
50 yard çizgisinde, 3. sırada, plastik bardakta bira... | Open Subtitles | خط الـ 50 ياردة.. الصف الثالث وبيرة بكؤوس بلاستيكية كبيرة |
Sandviç ve bira gönderebilirim isterseniz ? | Open Subtitles | يمكنني إرسال ساندويتشات وبيرة إن كنت ترغب |
Beleş şapkalar, bira ve dev simitler! | Open Subtitles | انا اقصد, قبعة مجانية وبيرة وكعك مملح جاف عملاق |
İspiyoncular ve kaltaklar da şarapla bira olsaydı hep yeni yılı kutlardık. | Open Subtitles | لو كانوا العاهرات والواشيين نبيذ وبيرة لكان لدى جميعنا حفلة رأس سنة سعيدة هل أنا محقه؟ |
Turta, bira, kale direği korner direği, bir kupa. | Open Subtitles | فطائر وبيرة وابواب للمرمى واعلام للركنيات وكأس |
Omlet ve soğuk bira rica ediyorum. | Open Subtitles | بيض مخفوق وبيرة باردة جداً لو سمحت |
Bize tavuk ve bira getirmiştiniz. | Open Subtitles | لقد جلبتي لي ولـ"تشارلي" دجاجا وبيرة بالأمس نحن ممتنون جدا |
Pekala, bayan için kırmızı şarap... ve iyi giyimli genç adam için kök birası. | Open Subtitles | حسنا , نبيذ احمر للسيدة وبيرة الجذور للسيد المتأنق |
İnanın bana, elimde bir şişe Schultheiss birası ile iki saat içinde sizi arayacağım ve iyi haberi vereceğim: | Open Subtitles | ثق بي، سوف أتصل بك في غضون ساعتين وبيرة (شولتايس) في يدي :ونشرة الأخبار تقول |