Eğer bu gece burada gelip, yanıldığımı kanıtlayacak bir kadın varsa, çenemi kapatacağım ve ona 500 dolar ödeyeceğim. | Open Subtitles | اذا كان هنالك امرأة هنا الليلة تستطيع الصعود الى هنا, وتثبت اني مخطئ سأغلق فمي وادفع لها خمسمائة دولار |
Eğer bu gece burada gelip, yanıldığımı kanıtlayacak bir kadın varsa, çenemi kapatacağım ve ona 500 dolar ödeyeceğim. | Open Subtitles | اذا كان هنالك امرأة هنا الليلة تستطيع الصعود الى هنا, وتثبت اني مخطئ |
Bu test sonuçları gel zamanve ona bir bebek veremez kanıtlamak, kim bekliyor sanırım Orada kaldırdı ve yüklü? | Open Subtitles | وعندما تعود النتائج وتثبت انك لا يمكنك منحها طفل احزر من سيكون متاحاً وجاهزاً لمنحها طفل |
Dikkatini çekmek, değerli olduğunu kanıtlamak oldukça zor. | Open Subtitles | من الصعب جداً أن تجذب انتباهه وتثبت قيمتك |
Şehri kurtar ve herkese ne kadar harika bir mucit olduğunu kanıtla. | Open Subtitles | و تنقذ المدينة وتثبت للجميع أي مخترع عظيم هو أنت |
Sadece babamın yatırımlarının karşılığını ödemeye ve bu şubenin çok ama çok kârlı olacağını kanıtlamaya yetecek kadar var. | Open Subtitles | يكفي فقط لاثبات أنّ أوراق الاستثمار جيدة وتثبت أن هذا الفرع مربح للغاية حقاً |
Abooksigun, kumarhane genişleyebilir ama tek şartla, ilk önce ruhunu tekrar gözden geçireceksin ve babanın verdiği kararlara layık biri olduğunu kanıtlayacaksın. | Open Subtitles | "أبوكسيغون " , ربما توسع الكازينو على شرط أنك تعيد فحص روحك أولاً وتثبت أحقية نفسك , في أسس إختيار والدك |
Bir çanta kokain bizi haklı çıkaracak ve vücut kamerasının değerini kanıtlayacak. | Open Subtitles | حقيقة من الكوكايين تعطينا إدانة وتثبت قيمة كاميرات الجسد |
Telefonunu ele geçirince, uygulama datasına erişip onu iki adamı ölüme göndermek için kullandığını kanıtlayacak. | Open Subtitles | وعندما تحصل على هاتفك ستسترجع بيانات البرنامج وتثبت أنك استخدمته لإرسال رجلين لحتفهما |
Oraya götürmeniz neyi kanıtlayacak. | Open Subtitles | تأخذني إلى مختبرك وتثبت ماذا؟ |
Fibröz bulup tiner teorini kanıtlamak istiyorsun. | Open Subtitles | وليس شجرتها الصفراوية تريد البحث عن التليف وتثبت نظرية "مخفف الطلاء" الخاصة بك |
Teorini denemek ve kanıtlamak ister misin? | Open Subtitles | اتحب ان تحاول وتثبت نظريتك؟ |
Kendinizi kanıtlamak istiyorsanız inancınızı kanıtlayın. | Open Subtitles | يجب أن تثبت نفسك وتثبت أيمانك - كيف؟ |
Devam et kanıtla bunu, ama buradan iki yıl sonra çıkacağım ve avukatlığın bütün gücü onda var. | Open Subtitles | وأنت مرحّب بك لتبدأ وتثبت ذلك لكن , لديه قوة كبيرة من المحاماة حتى اخرج من هنا خلال سنتين |
Ve Angela gibi özel birini hak ettiğini kanıtla. | Open Subtitles | وتثبت لي... أنّك تستحق شخصًا مميَّزًا مثل (آنجيلا). |
Suçlardan aklanmanın ihtimalinin az olduğunu bilerek, Ahsoka, tek başına, gerçeği öğrenmeye ve suçsuzluğunu kanıtlamaya karar verdi. | Open Subtitles | تعلم ان هناك امل لتبرئتها من الجرائم , اسوكا قررت ان تبحث عن الحقيقة وتثبت برائتها بنفسها |
Gücünü bulmaya, kendini kanıtlamaya... | Open Subtitles | وأن تجد قوتك وتثبت جدارتك |
Beni mutfakta parçalara ayırıp arkadaşın Josh'a nasıl berbat bir katil olduğunu mu kanıtlayacaksın? | Open Subtitles | تمزقني الى اشلاء في هذا المطبخ (وتثبت لصديقك (جوش كم انت قاتل لعين وهو ما يعرفه كل منا ؟ |