'Polis memuru olmak kanunlara inanmak' ve onu tarafsızca, tüm insanların eşitliğine ve her bireyin saygınlık ve değerine saygı göstererek uygulamak demektir | Open Subtitles | لتكون ضابط شرطة يعني أن تؤمن في القانون وتفرضه بنزاهة وتحترم إنسانية البشر |
Kral olarak bu dengeyi anlamalı ve tüm yaratıkları saymalısın, sürünen karıncadan, sıçrayan antiloplara kadar. | Open Subtitles | وأنت كملك يجب أن تفهم هذا التوازم وتحترم كل المخلوقات من النملة الزاحفة إلى الظبي الرشيق |
Ama bence sen hala iyi bir öğretmen olabilir ve sırlarımıza saygı gösterebilirsin. | Open Subtitles | لكن أعتقد بإمكانك أن تكون مدرس جيد وتحترم خصوصيتنا |
Çalışmada da olsan, sahada da olsan kendine saygı göstermeli, ve iyi oynamalısın. | Open Subtitles | وإذا أنت ذهبت الى الجمنازيوم، تثبت نفسك على الأرض ، وتحترم أبي، وتحترمني. و تحترم نفسك وتلعب كرة السلة. |
- Sen yanlış insanlarla birliktesin. Kör doğduysan biraz empatin ve insanlara saygın olmalı. | Open Subtitles | أنت أعمى طبيعي من المفترض أن تتعاطف مع الغير وتحترم إنسانيتهم |
Sevdiğin kişiye karşı şefkatli, nazik ve saygılı olmalısın. | Open Subtitles | ينبغي أن تكون رقيقاً وعطوفاً وتحترم الشخص الذي تحبّه |
Duygusal güvenliği ve sınırlara saygıyı teşvik eden bir öğrenme ortamı yaratmaya çabalıyoruz. | Open Subtitles | نحن نسعى جاهدين لنخلق بيئة للتعلم التي تعزز السلامة العاطفية وتحترم الحدود |
Çünkü beni dinledin ve isteklerime saygı duydun bu da seni terapistin olarak değil ne desem, başka bir sıfatla dinleyeceğim demek. | Open Subtitles | ، لأنكَ أصغيتَ إليّ ، وتحترم رغباتي ويعني ذلك بالنيابة عن كوني أصغي إليك كطبيبتك النفسيّة ستعرف أنني سأصغي إليكَ |
Başınızı eğerek nasıl selam verileceğini ve boktan bir durumda nasıl saygı göstereceğinizi öğretiyorlar. | Open Subtitles | يعلمونك أن تحنى رأسك وتحترم الحثاله |
Jutland'da ona bayılıyorlar ve verdiği sözü de tutar. | Open Subtitles | انها معبودة الدنمارك وتحترم الاتفاقات |
Denise tutuklanmadı, üniversitede okuyor, işi var ve büyüklerine saygı duyuyor. | Open Subtitles | لم يجر اعتقال "دنيس"، وهي ترتاد الكلية، وتحافظ على عملها، وتحترم الأكبر سناً منها. |
Bununla birlikte, 10 sene önce, demokrasi olağanüstü umut verici gibi görünüyordu. George W. Bush kalktı ve 2003'teki Ulusa Sesleniş konuşmasında dedi ki demokrasi dünyadaki birçok hastalığı yenebilecek bir güçtür. Sonra da ekledi: demokratik hükümetler kendi halklarına ve komşularına saygı duyuyuyorlar ve bu özgürlük barışı getirecek. | TED | منذ عشرة سنوات، بدا وكأن الوعد بالديمقراطية قد أخذ منحىً جدياً. حيث قال جورج بوش في خطابه عام 2003 "أن الديمقراطية كانت هي الدواء لمعظم الأمراض في هذا العالم". وقال أيضاً "لأن الحكومات الديمقراطية تحترم شعبها وتحترم دول الجوار، ستحقق الحرية وسيتحقق السلام" |
Eğer hala bana amca olarak saygı duyuyorsan bana asla bu şekilde yaklaşmamalısın! | Open Subtitles | اذا ماذلت تحترمني كعمك وتحترم نفسك كابن لخي لا يجب عليك ان تتكلم معي هكذا |
Ama bence ona biraz zaman verip isteklerine saygı duymamız gerekecek. | Open Subtitles | لكن أظن أنه يجب أن تمنحها بعض الوقت وتحترم رغبتها |
Evet, birbirimizi koruyup kollayacağımıza, saygı duyup seveceğimize yemin ettik. | Open Subtitles | أجل، عليك أن تتماسك وتحترم حتى تحصل على الاشادة هذه هي عهودنا |