Şampanya içmiştik, dans etmiştik... ve tüm gece boyunca konuşmuştuk. | Open Subtitles | شربنا الشمبانيا ,ورقصنا وتحدثنا طوال اليل |
Bunu konuşmuştuk. Ama başımıza geleceğini hiç düşünmemiştik. | Open Subtitles | وتحدثنا عن هذا، لكننا لم نظن أنه سيحدث لنا. |
O akşam izlediğimiz televizyon programı hakkında konuştuk. | TED | وتحدثنا عن بعض البرامج التلفزيونية التي شاهدناها تلك الامسية |
Ona kamera alacağım ve geri gelip ona kullanmayı öğreteceğim hakkında konuştuk. | TED | وتحدثنا مطولاً عن كيف أني سأجلب له كاميرا وأني سأعود وأن بإمكاني أن أعلمه التصوير. |
Dün gece saat 03:00'de telefon etti ve konuşmaya başladık. | Open Subtitles | اتصل البارحة في الثالثة صباحاً وتحدثنا معاً. |
Doğum sırasında diğer kadının annesi yanlışlıkla benim odama geldi ve sohbet ettik. | Open Subtitles | .. عندما كنت في المخاض دخلت والدة المرأة الأخرى بالخطأ إلى غرفتي وتحدثنا |
Ve neden bilmiyorum ama, yılanlardan bahsettik. Yılanlardan ve bir fobi olarak yılan korkusundan bahsettik. | TED | وتحدثنا عن الأفاعي. لا أدري لماذا تحدثنا عن الأفاعي. لكن تكلمنا عن الأفاعي والخوف من الأفاعي كنوعٍ من الفوبيات |
Sonra ictik ve biraz daha konustuk. | Open Subtitles | ثم شربنا المزيد وتحدثنا أكثر. |
Araştırmasını ben yönetiyordum. Bu yüzden sık sık konuşuyorduk. | Open Subtitles | لكنني أشرفت على الأبحاث وتحدثنا بإستمرار |
Buraya yıllar önce gelmiştim. Bir kitap hakkında konuşmuştuk. | Open Subtitles | لقد جئت لك منذ سنوات مضت وتحدثنا عن كتاب مُحدد |
Bunu konuşmuştuk. | Open Subtitles | سبق وتحدثنا بهذا الخصوص. ذلك بسبب أنك مهمّة. |
Bak, Zara. Bunu konuşmuştuk. | Open Subtitles | أنظري زهرة سبق وتحدثنا حول ذلك |
Doğayı, sanatta yakalama fikrini konuşmuştuk. | Open Subtitles | وتحدثنا عن اسر الطبيعة في الفن |
Hayır, olmaz. Moskova'ya gidiyoruz. Bunu konuşmuştuk. | Open Subtitles | سنذهب الي موسكو كما سبق وتحدثنا |
Gabe, bunu konuşmuştuk. | Open Subtitles | لقد سبق وتحدثنا في هذا يا جايب |
Problemi tam olarak kavramadan önce, yaklaşık 60 tanesiyle konuştuk. | TED | وتحدثنا إلى نحو ستين منهم قبل الشعور بأننا فهمنا المشكلة تماماً. |
Eğitim ve aileler hakkında konuştuk. | TED | كما تحدثنا عن التعليم، وتحدثنا عن أسرنا. |
Biz Prens Manvendra ile oturduk ve neden halka açılmaya karar verdiğini konuştuk. | TED | جلسنا مع الأمير مانفدرا وتحدثنا معه بشأن السبب وراء ظهوره العلني. |
Bir sonraki gün ışıkları biraz daha söndürmüştük... ve bazılarımızın hayatlarındaki en büyük soru işaretlerinden konuşmaya başlamıştık. | Open Subtitles | في الليلة التالية خففنا الأضواء أكثر بعد وتحدثنا عن التساؤلات الأهم في الحياة |
İlaç alması gerekiyordu, biraz da sohbet ettik. | Open Subtitles | كان يريد أن يبتلع حبة دواء وتحدثنا قليلاً |
Zamanın rolünden, insanlardan göreceği ekstra sevgi ve nezaketten ve ona yeni bir arkadaş kazandırmaktan bahsettik. | TED | وتحدثنا عن أثر الوقت، والحب والعطف الإضافي من الناس وحثها لتكون صداقات جديدة. |
Biz de oturmuş konuşuyorduk | Open Subtitles | كنا نجلس في ذلك المكان المنعزل وتحدثنا |
Olay hakkında konuşup, birlikte sigara içtik ve yola devam etmeye karar verdik. | Open Subtitles | لقد اشعلنا سيجارة وتحدثنا عن الأمر وقررنا المتابعة |