Biz bir kere tartışıyoruz ve sen gidip bu adamlara mı eş oluyorsun? | Open Subtitles | هيا، ستيف. نحن في الحصول على وسيطة واحدة، وتذهب السندات مع هؤلاء الرجال؟ |
Bırak dünya elektrikli hâle gelsin ve sen de gidip başka şeylere odaklan. | TED | وتدَع العالم يتّجه للكهرباء، وتذهب أنت للتركيز على أشياء أخرى؟ |
Bence sen oradan çıkıp siktir ol git, orospu çocuğu! | Open Subtitles | لم لا تخرج من هُنا وتذهب إلى الجحيم، أيها الداعر؟ |
Bir duş alıp evine git. Zaten güneş de gitti. | Open Subtitles | لم لا تستحم وتذهب للمنزل , لقد غابت الشمس |
Köpekbalıkları gelir ve gider Ellen. İnsanlar bu konuda birşey yapamazlar. | Open Subtitles | اسماك القرش تأتى وتذهب إلين لايملك الناس اى شئ حيال ذلك |
Bir iki hafta izin alıp, karını düdüklemek istiyor musun? | Open Subtitles | الآن، هل تريد أخذ إجازة لبضعة أسابيع وتذهب لمضاجعة زوجتك؟ |
Makarna istersen Küçük İtalya'ya gidersin. | Open Subtitles | هل تريد المعكرونة، وتذهب إلى ليتل إيطاليا. |
Sonra Depo mağazasına gidip inanılmaz para harcıyorsunuz. Sonra da bu dizme işine başlıyorsunuz, hiç bir zaman-- tamamen saçma. | TED | وتذهب إلى متجر صندوق حفظ الأدوات وتنفق أموالا طائلة. ومن ثم تبدأ عملية الفرز الجنونية التي لا-- إنها مجرد مكسرات. |
Ama alternatif bir evrene açılan bir kapı yapabilecek teknolojimiz olduğunu ve gidip gelebileceğimizi hayal etmek? | Open Subtitles | لكن تخيل اننا نملك التكنولوجيا لفتح بوابة فى الكون الاخر وبعد ذلك تاتى وتذهب منة؟ |
Düşünüyordum da onu buraya getirsin ve siz ikiniz eski odana gidip koklaşmayabilirsiniz. | Open Subtitles | أعتقد بأنك يمكنك أن تجلبها وتذهب إلى غرفتك القديمة ولا تقبلها |
Devam et, istiyorsan bir tanrıçanın peşinden git, ama sana birşey söyleyeceğim. | Open Subtitles | على الذهاب، وتذهب بعد إلهة إذا كنت تريد، ولكن اسمحوا لي ان اقول لك شيئا. |
Şimdi git ve İncil'ini oku, Dennis. | Open Subtitles | الذين تعتقد أنهم يصلون إلى؟ الآن، والمضي قدما في قراءة الكتاب المقدس الخاص بك، دينيس، وتذهب إلى الكنيسة الخاصة بك، |
Şimdi bu düşü benden çalmak istiyorsan, durma git ona söyle. | Open Subtitles | الآن، إذا كنت تريد أن تأخذ هذا الحلم بعيدا عني، بكل الوسائل، وتذهب وتقول أن لروبرت. |
Yıllar yılı ateş yağmuru gelir ve kimseye zarar vermeden gider. | Open Subtitles | سنة تلو الاخري ياتي سيل النيران, وتذهب ولا يتاذي احدا |
Hükümetler ve imparatorluklar gelir, gider ama biz ezelden beri insanlığın güvenliğini sağlıyoruz. | Open Subtitles | الحكومات والإمبراطوريات تأتي وتذهب لكن نحن من أبقى الجنس البشري آمن منذ زمن سحيق |
Neden şu küçük ordunu alıp başka bir yerde birbirinizin silahlarını temizlemiyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا لا تأخذ جيشك وتذهب نظيفة بندقية بعضكم البعض في مكان ما؟ |
Ateş ettiğinde hedefi 12 den vurup evine gidersin. | Open Subtitles | تضرب، هناك هدف، تصيبه نقطة الهدف، تطلق، وتذهب للمنزل |
Ayrıca şirket her gün araziden gelip giden 100 tane kamyonun da üzerini kapatmaya başladı. | TED | وقامت أيضًا بتغطية عربات الشحن المائة التي تأتي وتذهب من هذا المصنع كل يوم. |
Küçük bir grup oluşturup buna bakmaya gitmek kötü bir fikir olmayabilir. | Open Subtitles | . ربما ليست فكرة سيئة ان ننظم مجموعة صغيرة وتذهب للبحث بالخارج |
Fakat elbiseni giyiyorsun, partiye gidiyorsun ve ne oluyor? | TED | ولكنك ترتدي ملابس الحفل وتذهب إليه، وماذا يحدُث؟ |
Çalışkan bir Amerikalı mimarlık şirketinin eline gidecek bir işin, bir avuş Fransız adamın eline gitmesi korkunç olurdu. | Open Subtitles | سيكون مروعاً،إذا كانت وظيفةً يمكنها الذهاب إلى أمريكي يعمل جاهداً في تصميم نزيه وتذهب الوظيفة إلى مجموعة من الفرنسيين |
Kontağı çevirecek ayağını gaz pedalının üstüne koyacak ve gideceksin. | Open Subtitles | وتقوم بتشغيل الشاحنة، وتضع قدمك على الدواسة.. إنها بالأرض، وتذهب. |
Dev maymun heykelleri gelir geçer... ama otoparklar sonsuza kadar kalır. | Open Subtitles | أعني تماثيل قرود ضخمة تأتي وتذهب لكن المواقف إلى الأبد |
Normalde görsel sinyaller göz içerisine gelir ve beynin görme bölgelerine giderler. | TED | عادة، الإشارات المرئية تدخل، إلى مقل العيون، وتذهب إلى المناطق البصرية في المخ. |
Bir söz vermişsin, dolayısıyla kendini toplayıp partiye gitmelisin. | Open Subtitles | ، لديك إلتزام لذا يجب أن تتحمل . وتذهب إلى الحفلة |
Bu sümsüklüğü bırakıp onu dansa davet edecek misin sen? | Open Subtitles | الا تتوقف عن كونك جبان وتذهب مثلاً وتدعوها للرقص؟ |
Hapların geldiğini görebilirsiniz, bir kafaya doğru bu garip heykelden gidiyor. | TED | و تشاهدون حبوب الدواء تخرج منه وتذهب إلى أحد الرأسين من التمثال الغريب |