Piyasada bunlardan bulabilirsiniz ve burada bazılarını görüyorsunuz. | TED | وهناك العديد منها في السوق ، وترون هنا البعض منها. |
Ve 1984'den itibaren kadınların çizgisini görüyorsunuz, açıklık artıyor. | TED | وترون خط وفيات النساء منذ 1984 الفجوة تتوسع |
Ve bu çocukların bu tohumlara karşı ne kadar özenli olduklarını görüyorsunuz. | TED | وترون كيف أن هؤلاء الأطفال مهتمون بهذه البذور. |
Ormanı yeşil renkte 3B olarak görüyorsunuz ve toprak yüzeyinin altında yapılan altın madenciliğinin etkilerini görüyorsunuz. | TED | ترون الغابة باللون الاخصر في الصورة ثلاثية الابعاد وترون التأثير الناتج من التنقيب عن الذهب تحت سطح التربة |
Bu iniş aracındaki kameralardan biri, tam güneş panellerinin altından bakıyor, Mars gezegenini ve uzakta güneş panellerini görüyorsunuz. | TED | وهي إحدى الكاميرات الموجودة على المسبار، تحت الألواح الشمسية مباشرة. وترون هنا كوكب المريخ والألواح الشمسية في عمق الصورة. |
Sondanın Rosetta'dan daha ve daha uzaklaştığını görüyorsunuz. | TED | وترون كيف يبتعد المسبار شيئًا فشيئًا عن روزيتا. |
Minik bir tüp alıyorum; görüyorsunuz emiyor. | TED | سوف آخذ الأنبوب الشِعري وترون أنها بدأت تدخل. |
Burada bir Olimpik patencinin tarifini görüyorsunuz, kişinin iç durumumun fenomenolojisinin aynı temel tarifi. | TED | وترون هنا وصفًا لمتزلج أوليمبي وهو نفس الوصف تقريبًا لظواهر الحالة الداخلية للإنسان |
Hatırlayın, burada her nokta bir galaksi ve galaksileri görüyorsunuz, bir açıdan komşularımız ve yapıyı gördünüz. | TED | تذكروا كل نقطة ترونها تمثل مجرة، وترون المجرات، تعرفون، كانها في جوار حينا، وكأنكم ترون بنائها. |
Büyük duvarı görüyorsunuz, komplike yapıyı ve boşlukları görüyorsunuz. | TED | وترون هذا الذي نسميه الجدار العظيم، وترون هذه البنى البالغة التعقيد وترون هذه الفراغات. |
Ve karanlık maddenin nasıl yukarı gittiğini ve normal maddenin nasıl arkasından takip ettiğini görüyorsunuz. | TED | وترون كيف تتكتل المادة السوداء والمواد الاعتيادية تأتي بعيدها فقط. |
görüyorsunuz, hastanın altı ay sonra şeklien röntgeninde yenilenmiş dokuyu görebilirsiniz, mikroskopla incelerseniz tamamen yenilenmiş olduğunu göreceksiniz. | TED | وترون المريض الآن بعد ستة أشهر في أشعة تريكم الأنسجة المتجددة، والتي تراها وقد تجددت بشكل كامل عندما تحللها تحت الميكروسكوب. |
Siz ona bakıyor ve görüyorsunuz ki 4 bacağı var, ama makina kendisinin bir yılan mı yoksa bir ağaç mı olduğunu bilmiyor, bu konuda hiç bir fikri yok, ama bunu öğrenmek için uğraşacak. | TED | تنظرون إليها وترون أن لها أربعة أرجل الآلة لا تعرف ما إذا كانت ثعبان، أو شجرة ليست لديها أدنى فكرة عن شكلها ولكنها ستحاول أن تكتشف |
İşte yapay tentakülü görüyorsunuz, aslında birkaç tentakülle tam bir makine inşa ettiler, rahatlıkla suyun içine atabiliyor ve makinenin denizaltı keşfi yapmasını izleyebiliyorsunuz, bunu sert robotlardan oldukça farklı bir şekilde yapıyor. | TED | هنا ترون المجسات الصناعية، ولكنهم بنوا بالفعل آلة بمجسات عديدة يمكنهم إلقاؤها في الماء، وترون أنه يمكنها التجول واستكشاف تحت الماء بشكل يختلف عما تفعله الروبوتات الصلبة. |
Nelerin mümkün olabildiğini görüyorsunuz. | TED | وترون ما الممكن أن يفعله المرء |
Resimde bir doku parçası görüyorsunuz. | TED | وترون هنا صورة لمقطع نسيجي. |
Burada iki bonobo görüyorsunuz. | TED | وترون هنا اثنان من البونوبو. |
Burada, görünen evrenin %1'lik kısmına bakıyorsunuz ve milyarlarca galaksi ve gök cismi görüyorsunuz, değil mi; ama fark ediyorsunuz ki, bunlar ana yapı bile değil. | TED | تشاهدون عبر هذا حوالي 1% من حجم الكون المرئي وترون بلايين المجرات، صحيح، والعقد، ولكن تدركون بأنه ليس البناء الأساس للكون. |
Güneşi sekiz dakika önce nasılsa öyle parlarken görüyorsunuz. | Open Subtitles | وترون الشمس وهى تشرق منذ8 دقائقمضت... |
Ve birçok şey görüyorsunuz. | Open Subtitles | وترون الأشياء التي ترونها. |