Tüm bunları anladığınız anda ortağınızın sinyalini görüyorsunuz ve harekete geçiyorsunuz. | TED | عندما تكتشف هذا كله سترى الإشارة من شريكك، وتسارع في العمل. |
Ani bir panik seli tüm vücuduna yayıldı ve onu terli avuçlar, sersem bir kafa ve çok hızlı atan bir kalple baş başa bıraktı. | TED | اندفاع مفاجئ من الذعر اجتاح جسمه، مما أصاب الكفين بحالة تعرق ، وتسارع في دقات القلب و تشوش بالذهن |
Hepimiz, nefes daralması hızlı nabız gibi semptomlara karşı tetikte olmalı ve asabiyet... | Open Subtitles | لذا علينا أن نكون جميعاً في إنتباه لأعراض نقص التنفس وتسارع النبض , والهيجان |
Tansiyonun yüksek ve taşikardin var. | Open Subtitles | لديك ضغط دم مرتفع وتسارع في ضربات القلب. |
İyi, ateşi ve dirençli taşikardiyi ne açıklar? | Open Subtitles | حسنا، ما الذي يوضح الحمّى وتسارع نبضات القلب؟ |
Öfke ve taşikardi uyarı işaretleri. | Open Subtitles | نوبات الغضب وتسارع القلب هي علامات تحذيريّة بجدية؟ |
Beline tabancalığını takar ve terk edilmiş JCPenney'e dalıp silahlarını ateşlersin. | Open Subtitles | لا يجب أن تقاومه ، بل ترتدي جراب سلاحك وتسارع نحو الركن الخالي وتصعقهم بالليزر |
Hipotansif ve taşikardik durumda. | Open Subtitles | وكسر مفتوح في الساق مع ضغط دم مرتفع وتسارع في القلب |
Çıkışı, meteorik yükselişiyle birlikte şöhrete doğru hızlandı ancak 27 yaşında aşırı dozda uyuşturucudan öldüğünde hayatı ve işi trajik bir şekilde kısaydı. | TED | وتسارع إنتاجه جنبًا إلى جنب مع صعوده النيزكي نحو الشهرة، ولكن حياته ومسيرته الفنية انتهيتا بشكل مأساوي عندما تُوفي نتيجة جرعة مفرطة من العقاقير في عمر الـ27 عامًا. |
Işığın yanıp sönme hızı ve bipin artış sesinden tam olarak 5 dakika 31 saniyemiz var diyebilirim. | Open Subtitles | بناءاً على سرعة الضوء الوامض، وتسارع الرنين... سأقول أنّ لدينا ما يقارب خمس دقائق و31 ثانية. |
Tansiyonu düşük ve taşikardik. | Open Subtitles | انخفاض في ضغط الدم وتسارع في نبض القلب |
Coşku, korku ve küt küt çarpan bir kalp! | Open Subtitles | النشوة، الخوف وتسارع القلب |