Bunun Kardeşlik Kanunu'yla bir alakası yok ve bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس بسبب رمز الأخوه، وتعلم ذلك |
Bunun Kardeşlik Kanunu'yla bir alakası yok ve bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | حسناً، هذا ليس بسبب رمز الأخوه، وتعلم ذلك |
Bu bizi güvende tutmazdı. sen de biliyorsun. | Open Subtitles | هذا ما كان سيجعلنا بأمان، وتعلم ذلك. |
Gerçekten sorunlusunuz, bunu biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | أنت حقاً أصبحت عنيداً لعين وتعلم ذلك صحيح؟ |
Dava demek, delillerin bütünü demektir. bunu biliyorsun. | Open Subtitles | القضايا تشكيلات من الأدلة وتعلم ذلك |
Bizim yaptığımız şekilde değil, bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | ليس كما نفعل وتعلم ذلك |
Eşit şartlarda, Formula 3'te olduğu gibi seni yenerdim ve bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | لو إمكانيّاتنا متساوية كما كانت في (الفورميلا ثري)، لهزمتك، وتعلم ذلك. |
Buna cevap vermeyeceğim ve bunu sen de biliyorsun. | Open Subtitles | لن أجيب عن السؤال وتعلم ذلك |
Böyle olacak, sen de biliyorsun. | Open Subtitles | هذه حياتنا، وتعلم ذلك. |
En akıllıcası bu olur, sen de biliyorsun. | Open Subtitles | إنه أذكى حلّ، وتعلم ذلك. |
En akıllıcası bu olur, sen de biliyorsun. | Open Subtitles | إنه أذكى حلّ، وتعلم ذلك. |
Tam zamanı ve sen de biliyorsun. | Open Subtitles | -إنه تحديدًا الوقت المناسب، وتعلم ذلك . |
Seni kardeşlerine karşı kışkırtacak. bunu biliyorsun. | Open Subtitles | إنّها ستقلبهم ضدّك، وتعلم ذلك. |
Alexander, ben haklıyım ve sen bunu biliyorsun. | Open Subtitles | " أليكساندر " أنا محقة وتعلم ذلك |
bunu biliyorsun. bunu biliyorsun. | Open Subtitles | وتعلم ذلك , تعلم ذلك |
Oscar, beslenirken kendinde olmuyorsun. bunu biliyorsun. | Open Subtitles | (أوسكار)، لا تكون على طبيعتك حين تتغذّى وتعلم ذلك. |
Çünkü ben evli bir kadınım, Gerry, bunu biliyorsun. | Open Subtitles | -لأنّني سيّدة مُتزوجة يا (جراي)، وتعلم ذلك . |
İşimizi zaten yapıyoruz ve bunu sen de pekala biliyorsun. | Open Subtitles | سيصلك العمل وتعلم ذلك. |