Kızı tekrar buraya getirmek, kloroform şişesinin kapağını açıp A sekmesini B yuvasına takmak, tekrar edeyim mi? | Open Subtitles | تريد جلبها للمنزل وتفتح زجاجة مخدّر وتجعلها تستنشقها ؟ |
Tek yapmanız gereken onu açıp tüm ceplerini kontrol etmek. | Open Subtitles | كل ما عليك فعله هو أن تفتحها وتتتفقدها وتفتح جميع الجيوب |
Şoförlüğümü yaparsın, kapıları falan açarsın, | Open Subtitles | تستطيع أن تقود السيارة لي وتفتح الأبواب لي |
Ama sana öyle anlar yaşatır ki, işten eve gelirsin kapıyı açarsın, çocuğun üzerine koşturur ve sana kocaman sarılır. | Open Subtitles | ولكن يكون هناك لحظات، عندما تعود من العمل، وتفتح الباب ، ويركض اطفالك ليعطوك عناقاً كبيراً |
Mektuplarını açıyorsun. Bunları yaptığın zaman ilişkin zalen bitmiştir. | Open Subtitles | انت تتبعها الى العمل,تتصنت على مكالماتها,وتفتح بريدها. |
Bu merhametle aynı şey değil fakat, merhamete yardımcı olan bir şey. Merhamet için gerekli kanalları açar. | TED | وهو لا يعني الرحمة نفسها ، لكنها تساعد الرحمة. وتفتح قنوات الشفقة. |
Eğer onu yemeğe davet etmeye karar verirseniz, tek yapmanız gereken pencerenin önünde durup, bir kitap açmak. | Open Subtitles | ،جل ما عليك فعله ،إن قررت دعوته على العشاء هو أن تذهب إلى النافذة وتفتح كتاباً |
Pekâlâ, kız aracı kenara çekiyor, camı ve torpido gözünü açıyor. | Open Subtitles | حسنٌ، تركن هذه الفتاة شاحنتها جانباً، وتفتح النافذة وصندوق القفازات. |
Dinle bak, neden amcık gibi davranmayı bırakıp bir bira açmıyorsun? | Open Subtitles | لماذا لا تَتوقّفُ أنْ تَكُونَ هرة وتفتح هذا البار؟ |
En azından benimle buradaki tuvalete gelsen de kapıyı açıp sifonu falan çeksen olmaz mı? | Open Subtitles | على الأقل هلاّ ذهبت معي لدورات المياة هنا وتفتح الباب وتشغل الماء على المبولة ؟ |
Önce kafasını geriye doğru yaslamalı ardından hava yolunu açıp nefes üflemelisiniz. | Open Subtitles | اولا يجب ان ترجع الراس للخلف وتفتح مجرى الهواء وتنفخ |
O bir kez daha Uzay-Zaman'a kapı açıp bağlanınca Kamui'mi onunla eşitleyebilirsem içeri girebileceğime eminim. | Open Subtitles | ،إن ناغَمتُ تقنية كاموي خاصتي مع قدرتها ،عندما تربط وتفتح بوابة إلى جيكوكان آخر فأنا واثق من أنّه يُمكنني دخوله |
Birine bağlanır, kendini açarsın. O zaman incinebilirsin. | Open Subtitles | تستقر ، وتفتح قلبك تصبح عرضة للخطر |
Tamam, seni içeri sokarız Parker için kapıları açarsın, o da çıkar. | Open Subtitles | حسناً ، إذن سندخلكَ وتفتح الأبواب لـ(باركر) ، حتّى تخرج |
Buraya geliyorsun, çocukların yanında bu konuyu açıyorsun... | Open Subtitles | تأتى وتفتح هذه المواضيع أمام , الاولاد... |
O zaman neden onun sandalyesini çekiyor, şişeleri sen açıyorsun? | Open Subtitles | وتفتح قنينتها ياصاح عاملها بالمساواة |
İnsanları kızdırıyor, eski davaları açıyorsun. | Open Subtitles | تستفز الناس وتفتح القضايا القديمة؟ |
Çeneni kapatıp, kapıyı açar mısın? | Open Subtitles | عليَّ عدم الدخول في معركة.. هل ستغلق فمك اللعين وتفتح ذلك الباب؟ |
Eğer seni cama doğru kaldırırsam, içeri tırmanıp, bana kapıyı açar mısın? | Open Subtitles | ان رفعتك تحت النافذة فهلا تتسلق وتدخل وتفتح لي الباب؟ |
Kendine ait güzellik salonu açmak istiyor. | Open Subtitles | تريد أن تصنع من نفسها اسماً وتفتح لها صالون تجميل |
Pekâlâ, kız aracı kenara çekiyor, camı ve torpido gözünü açıyor. | Open Subtitles | حسنٌ، تركن هذه الفتاة شاحنتها جانباً، وتفتح النافذة وصندوق القفازات. |
Eğer bazı cevaplar istiyorsan neden Spokane'e gidip şu emanet kasasını açmıyorsun? Kim bilir içinde ne var? | Open Subtitles | لما لا تذهب الى"سبوكان" وتفتح ذلك الصندوق , ومن يعرف ما قد يكون في داخله |