Önemsiz şeyleri çok iyi yapan birini bulur, onun yaptığını yaparsın. | Open Subtitles | وهو جيد في الامور السطحية وتفعلين مايقومو به |
Bir başına kaldığında da, dibe vurmuşken sen de umarım bu durumu fark edip hiçbir açık görüşlü kadının yerinde olup da uzun süredir yapamadığı şeyi yaparsın: | Open Subtitles | وعندما يكون وحيداً سيصل الى الهاويه اتمنى حينها ان تتعقلي وتفعلين ما تفعله اي امرأة تتمتع بصفاء التفكير |
Asıl mesele, hoş olmak aslında, ...çünkü anlayışla karşılarsın, o konuda bir şeyler yaparsın. | Open Subtitles | ما أقصده هو أنك تظلين تتقبلين هذا وحسب لأنك ألطف من أن تقفين وتفعلين أي شيء حيال الأمر |
Adamı senin için ele geçiririm sen de istediğini yaparsın. | Open Subtitles | سوف أسلمه لكِ وتفعلين ما بحلو لكِ |
Ne yaparsın, dövüşür müsün? | Open Subtitles | وتفعلين ماذا؟ تُقاتليهم؟ |