Tedaviyi aldı, ölmek istiyor. Ve şu an bizim elimizde. | Open Subtitles | أخذت الترياق وتودّ الموت، كما أنّها بحوزتنا. |
Çoktan gül dikeniyle zehirledi bile. Bu kemiği günbatımına kadar istiyor. | Open Subtitles | سممته فعليًا بأشواك الورد، وتودّ هذه العظمة بحلول المغيب. |
Eşi biraz daha kalmak istiyor. | Open Subtitles | انها زوجته، وتودّ البقاء لمدة أطول |
Tek macera keramet şeyi için endişeleniyorsun... ve hiç çekinmeden hareket etmek istiyorsun. | Open Subtitles | إنّك تقلق من ضياع سمعتك كأعجوبة مسعى، وتودّ إثبات نفسك. |
Bütün hafta sonu için evimiz var ve bu konuları mı konuşmak istiyorsun? | Open Subtitles | لدينا غرفة جامعيّة تجمعنا لعطلة أسبوعيّة كاملة وتودّ مناقشة الاحترازات؟ |
Eşi biraz daha kalmak istiyor. | Open Subtitles | انها زوجته، وتودّ البقاء لمدة أطول |
Zoey büyük bir yanlış yaptığının farkına varmış ve yeniden başlamak istiyor. | Open Subtitles | (زوي) تيّقنت أنّها ارتكبت خطئاً كبيراً وتودّ رجوعي إليها. |
Artemisia'nın gemisi tarafsız sularda demir attı. - Themistocles ile tanışmak istiyor. | Open Subtitles | سفينة (آرتميس) راسية في مياه محايدة، وتودّ مقابلة (ثيميستوكليس). |
Ve seni görmek istiyor. | Open Subtitles | وتودّ رؤيتك |
Babası nişanlısını öldürttü. - İntikam istiyor. | Open Subtitles | -قُتل خطيبها وتودّ الثأر له . |
En sonunda temize çıktın ve tekrar bu yola girmek mi istiyorsun? | Open Subtitles | لقد صرنا في أمانٍ أخيرًا وتودّ أن تعود للمعهود؟ |
- Fazla yatırmak mı istiyorsun, birkaç yüzlük gibi? | Open Subtitles | وتودّ المراهنة بمال كثير, 200 دولار؟ |
Bela, Işığı Getiren. Kalmak mı istiyorsun? | Open Subtitles | الأبادة والعصا وتودّ الذهاب؟ |