"وجدها" - Traduction Arabe en Turc

• bulduğu
• bulmuş
• onu buldu
• bulan
• buldum
• bulduğunu
• bulunan
• bulup
• bulmuştu
• buldun
• bulursa
• bulana
• bulmuşlar
• bulduğunda
• bulduğundan

San Fransisco'da bir dükkanda bulduğu Coltrane CD'lerini de getirdi.
وأحضر مع بعض اسطوانات كولتران والتى وجدها بمتجر بسان فرانسيسكو.

Bir şey olmadan önce AJ onları bulduğu için çok şanslıyız.
أنت محظوظ أن آي جاي وجدها قبل أن يحصل شيء آخر

Diyeceğim, bir öğrencinin telefonuna el konulmuş, ...yeni müdür yardımcısı bulmuş.
أعني أنه تم مصادرة هاتف طالب, و وجدها وكيل المدرسة الجديد

Polis onu yolda bulmuş.
البوليس وجدها فى الشارع يبدو انها قد عضت من حيوان.

Onu bulmak o kadar zordu ki özel bir detektif tuttum ve detektif onu buldu.
كان من الصعب جداً إيجادها أنني استأجرت محققاً خاصاً و وجدها.

Onu bulan kişiye 10.000 dolar ikramiye vereceğim, nakit olarak.
وإذا ما عثرتم عليها سيكون هناك مكافأة إضافية 10 آلاف دولار نقداً لمن وجدها

405. yolda buldum bunu. Şuradan aşağısı feciydi, ama kafası mükemmel durumdaydı.
وجدها في 405،من هنا حتى الأسفل كانت فوضى و لكن الرأس رائع

Dr. Alzheimer'ın yüzyıl önce Auguste'nin beyninde tuhaf plaklar ve yumaklar bulduğunu hatırlayın.
أتذكرون الترسبات والتجاعيد الغريبة التي وجدها د.الزهايمر في دماغ اوجستا في القرن الماضي؟

Onlar, bu topluluğun bulduğu şeyleri doğrulamaya başladılar.
لقد بدأوا في تأكيد الأشياء التي وجدها المستكشفون.

Günlüğünde Klausenberg'de bulduğu kadından bahsediyor ya.
لقد قرأت فى مذكراتة عن السيدة التى وجدها فى كلوسنبرج

Kızın kolunda bulduğu tel evde kullanılan türden.
آثار الخيوط التي وجدها بأعلى ذراعها هي من نوع مألوف:

bulduğu uyuşturucunun bana ait olup, olmadığını sormuştu, ben de değil dedim.
لقد سألني ما إذا كانت بعض المخدرات التي وجدها لي و لقد قلت أنهم ليسوا كذلك.

Polis onu sokakta bulmuş.
البوليس وجدها فى الشارع يبدو انها قد عضت

Ama bir gün, şeytan kral ve adamları onu bulmuş ve geri götürmüşler.
لكن في يوم وجدها الملك ورجاله وأخذوها بعيداً.

Personelden biri şans eseri İnternet'ten bulmuş.
أحد موظّفينا وجدها بالصّدفة على الإنترنت

Aslında pek almış sayılmaz. bulmuş diyelim biz ona.
حسنا, حقيقة هو لم يشتريها ممكن ان نقول انه بطريقة ما وجدها

Peter, prens onu buldu ve birlikte sonsuza dek mutlu yaşadılar.
بيتر، لقد وجدها وهما عاشا بسعادة طوال العمر

- Yine de bir düşünün. O şey, bu kadını bulan dek otobüsün her yanına tak tak vurdu.
فكر في هذا، ذلك الطرق لقد انتقل عبر الباص حتى وجدها

Seni ilginç buldum ve konuşmak istiyorum sadece havası.
كلاّ. لقد وجدها مُثيرة للإهتمام فحسب وأراد التحدّث.

Onu bu şekilde bulduğunu, buraya özür dilemek için geldiğini... ve onun ölmüş olduğunu söyledi.
واقال انه وجدها هكذا,إنه فقط جاء للإعتذار,وهيكانتميتةبالفعل.

Şu anda, geçen Salı günü Debford'da meyda gelen kanlı bir kazanın suç mahalinde bulunan bir saç örneği hakkında işinin ustası olan berberimizden tavsiye almak için buradayım.
انا هنا لاحصل على نصيحة حلاقنا الجيد رايه فى عينة من الشعر وجدها فى موقع حادث دموى الثلاثاء الماضى فى ديبفورد.

Eğer onu arayıp Charlie'yi bulup bulmadığını öğrensem sorun olur mu?
هل تمانع بشدة ان اتصلت به لأسأله ان وجدها ؟

İlk seferinde bulmuştu aslında. İlk bana geldiğinde. Hatırladın mı?
لقد وجدها في أول مرة، أول مرة جاء لرؤيتي، أتتذكر؟

Ve bunu veritabanında buldun?
وهل وجدها في قاعدة البيانات؟ وهل وجدها في قاعدة البيانات؟

Şeytan burada ve onu bulursa, zaferi tamamlanmış olacak.
الشيطان هنا, وإذا وجدها, إنتصاره سيكون كاملاً.

5 yıl boyunca kayıpmış, kaçıp da birisi onu yol kenarında bulana kadar.
هي كانت تتغيّب عنها لخمس سنوات حتى هربت وشخص ما وجدها بجانب الطريق.

Onun da cesedini nehir kenarında bulmuşlar değil mi?
اليس من وجدها هما عاملان على مركب أليس كذلك؟

Kızı bulduğunda, geceliğe benzer beyaz bir şey giydiğini söyledi.
قال أنها كانت ترتدي شيئاً أبيض اللون مثل قميص تحتي أو ما شابه عندما وجدها

İnsanların aklını bulduğundan biraz daha kötü bırakmaya meyilli.
انه يميل لترك عقول الناس أسوء حالة مما وجدها عليه