Bu kuş öyle bakıp duruyor. bir şey buldu. | Open Subtitles | هذا الطائر لا ينظر فقط , لقد وجد شيئاً ما |
Silah sistemleri için bir şey buldu. | Open Subtitles | لقد وجد شيئاً من أجل أنظمه الأسلحه ليس هناك وقت كاف |
Aslında bulmuş, değil mi? Küçük bir şey bulmuş. | Open Subtitles | حسنا، في الواقع، لقد وجد شيئاً أليس كذلك؟ |
Çalıntı birimi, kayıp parçalarla ilgili bir şey bulmuş. | Open Subtitles | قسم السيّارات المسروقة وجد شيئاً حول قطع السيارة المسروقة |
Korumanın, cüzdanında bir şey bulduğunu söylediğini duydum. | Open Subtitles | سمعت الحارس يقول أنه وجد شيئاً فى محفظتك |
Bulan alır. Kıyafetini beğendim. | Open Subtitles | من وجد شيئاً فهو له يروقني المظهر |
Ondan Leo hakkında bilgi istediğimde Leo'nun ordu kayıtlarında doğru olmayan bir şeyler buldu. | Open Subtitles | عندما سألته عن، ليو؟ لقد وجد شيئاً في أحداث الجيش، لا يلائم واقعنا الحالي |
Bize yardımcı olabilecek birşey bulmuş. | Open Subtitles | لقد وجد شيئاً يمكنه مساعدتنا به |
Millet, dışarı gelin. Sam bir şey buldu. | Open Subtitles | تعالي يارفاق تعالو الى هنا , سام وجد شيئاً |
Profesör ilginç bir şey buldu. | Open Subtitles | يبدو ان البروفيسور قد وجد شيئاً مهماً |
Ama yetenekli bir çocuk. İnandığı bir şey buldu. | Open Subtitles | لكنه موهوب، وأخيراً وجد شيئاً يؤمن به |
bir şey buldu! Hadi kaz. | Open Subtitles | لقد وجد شيئاً هيا |
Tadilat yapan müteahhit kilise sırasının arkasında bir şey bulmuş. | Open Subtitles | المقاول الذي يرمم وجد شيئاً تحت المقاعد الخلفيه |
Ama yetenekli. Gerçekten inandığı bir şey bulmuş durumda. | Open Subtitles | لكنه موهوب، وأخيراً وجد شيئاً يؤمن به |
Leroy bir şey bulmuş sonra da bodrumuna koymuş olabilir mi? | Open Subtitles | أتسائل إن كان وجد شيئاً وأخذه إلى منزله |
Açgözlülükle dolu bir hayattan sonra paradan daha önemli bir şey bulduğunu söyledi. - Aşkı. | Open Subtitles | بعد حياة من الجشع، قال أنّه وجد شيئاً أخيراً أكثر أهمّية من المال. |
Charlie mesajında her şeyi değiştirecek bir şey bulduğunu söylemişti. | Open Subtitles | قال (تشارلي) في رسالته أنه وجد شيئاً غير كل شيء |
Tam vazgeçmek üzereyken, Greg bir şey bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | لكنت كنت سأستسلم حينها صرخ (جريج) بأنه وجد شيئاً |
Bulan kapar. | Open Subtitles | من وجد شيئاً يصير ملكه |
Onu seyahatlerinden uzak tutacak şeyler buldu. | Open Subtitles | لقد وجد شيئاً يمنعه من أسفاره. |
Bize yardımcı olabilecek birşey bulmuş. | Open Subtitles | لقد وجد شيئاً يمكنه مساعدتنا به |
Sanırım Scooby birşey buldu. | Open Subtitles | أعتقد أن سكوبى وجد شيئاً |
O bile hoşuna gidecek bir şey bulmuştu. | Open Subtitles | حتى هو وجد شيئاً يعجبه |