Mahkumiyetle sonuçlananları geç. Hatalı mahkemeleri ve mahkemeye çağırılanları ele. | Open Subtitles | ،استثنيا التي صدرت فيها إدانات والدعاوى الفاسدة، وجلسات توجيه الإتهام |
Ama şimdi evimizde farklı bir şey yapıyoruz. Doğaçlama dediğimiz bir şeyimiz var. ve bunu kilisede yapıyoruz. | TED | ولكن الآن نفعل شيء مختلف في المنزل لدينا جلسات غناء وجلسات غناءنا هي في الكنيسة |
İlaçlar ve terapiler beyin kimyasallarını desteklemek üzere birbirini tamamlar. | TED | الأدوية وجلسات العلاج كلاهما يساعدان على تحسن كيمياء المخ. |
Her sabah yürüyüş ve özel bir antrenörle egzersiz vardı. | Open Subtitles | كَانَ عِنْدَنا زياداتُ كُلّ صباح وجلسات مَع a مدرّب شخصي. |
Hiç olmadığı kadar güzel geçse de adayların günleri lavanta banyoları ve güzellik işlemleriyle hiç bir zenginlik ve zafer dedikodusu, kraliyet hazinesine girme fikrinden daha fazla heyecanlandırmadı onları. | Open Subtitles | بينما كان هناك طرق أكثر سوءاً للمرشحات فى قضاء أيامهن من الحمامات وجلسات التجميل |
Son duyduğum, elele tutuşma, ayak masajı ve uzun gece muhabbetleri faslına geçtiğiniz. | Open Subtitles | آخر ما سمعته، هو أنّكِ وصلتِ إلى تشابك الأيدي وفرك الأرجل وجلسات الثرثرة المتأخرة عذراً؟ |
Şayet suçlamayı sanığa yükleyen ve kefalet duruşmalarından sıyrılan sistematik bir çaban olduğunu kanıtlarsam, ...o zaman milyonlarla ifade edilecek tazminatlardan konuşmaya başlarız-- daha da önemlisi, ...bu davada adını özel olarak veririm. | Open Subtitles | أو الأحباء, وإذا إستطعت إثبات محاولات منظّمة للمراوغة من توجيه الإتهام وجلسات الإستماع بكفالة, إذًا نحن نتحدث عن أضرار |
Onca öğle yemeği, toplantı ve akşam yemeği organizasyonunu kaybetmek yazık olacak, değil mi? | Open Subtitles | كل مآدب الغداء، والإتفاقيات وجلسات العشاء تلك. سيكون من المخجل أن تخسر كل تلك الأعمال، أليس كذلك؟ |
Güzel bir plaj, tropik içkiler ve masajla geçen bir hayat mesela? | Open Subtitles | شاطئ جميل؟ حياة مليئة بالمشروبات الإستوائية وجلسات التدليك؟ |
Güzel bir plaj, tropik içkiler ve masajla geçen bir hayat mesela? | Open Subtitles | شاطئ جميل؟ حياة مليئة بالمشروبات الإستوائية وجلسات التدليك؟ |
O da Nazanin'i, kameralı mülakatlar, yoğun dinleme seansları ve güvenlik kontrollerinin olduğu bir aylık bir programa tabi tuttu. | Open Subtitles | أخضعها لبرنامج لمُدّة شهر, يتضمن مُقابلات مُصوّرة, وجلسات استماع مُكثّفة, ومُراقبة أمنيّة. |
Ama havuz jimnastiği ve jakuzi s eanslarınızın arasında biryerlerde... | Open Subtitles | لكن إن لم تمانع إيجاد الوقت بين إدارة السباحة الهوائية وجلسات الجاكوزي |
Sivil Hak hareketleri esnasında, suikastlar ortamında, Watergate haberleri ve feminist hareketler zamanında büyüdüm. ve neler olup bittiğini kavramaya çalışarak çiziyordum. | TED | أثناء حركة الحقوق المدنية .. والاغتيالات وجلسات استماع فضيحة ووتر جيت .. وظهور الحركات النسوية واعتقد انني كنت أرسم محاولة أن استوعب مالذي كان يحصل حينها |
Biraz zaman alsa da TechCrunch'taki kısa sunum ve soru-cevap oturumlarına ait görüntülere ulaştım. Görüntülerdeki konuşmaları yazılı metin haline getirttim. | TED | حسنا لقد أخذ هذا وقتا، لكني حصلت على على كل فيديوهات كل من العروض وجلسات الأسئلة والأجوبة من تيك كرنش ودوّنت محتويات الفيديوهات. |
ve şu kabile müziği ve oturma odasında oynaşma seansları olmadan gerçekten çok rahat ederdim. | Open Subtitles | وأستطيع العيش بدون... موسيقى القبائل وجلسات الغزل... في غرفة الجلوس |
Sonra kendimi sadece brifinglerimi, öğle yemeklerimi ve strateji toplantılarımı... düşünür halde bulmam gerçeği. | Open Subtitles | وبعدها حقيقة أني أجد نفسي أفكر بين بياناتي Iوفي الغداءات واللقاءات وجلسات الاستراتيجية .. |
Etrafımda benden çok daha yakışıklı... ve hakiki gençliğin heyecanı içindeki erkekler varken... zinde kalmak için sonsuza kadar ovalamalarla, jimnastik toplarıyla... ve glandüler iğneleriyle uğraşsam ne fayda edecekti ki? | Open Subtitles | أحاول دوماً التأقلم مع التدليك وجلسات العلاج والحقن الغُدي بينما يكون حولي دائماً رجال كثيرون وسيمون لديهم تشويق الشباب الدائم .. |
Ethan'ın özel okulu ve terapilerini ödemek için fazladan mesai yapıyormuş annesiyle yalnız bırakıyormuş. | Open Subtitles | كان يعمل لنوبات إضافية ليدفع مُقابل المدرسة الخاصة لـ " إيثان " وجلسات العلاج تركها بمفردها معه |
Yardım çağrı hattımız ve rehberli seanslarımız var. Bir de ÖCSD işte. | Open Subtitles | وجلسات استشارة ومن ثم يوجد الناصح |
Taze boya kokusu karışık kurabiyeler ve eşitlik duruşmaları. | Open Subtitles | رائحة الطلاء الجديد Title XI والكعك الابيض والاسود , وجلسات استماع |