"وجهك الجميل" - Traduction Arabe en Turc

• güzel yüzünü
• Güzel yüzün
• güzel yüzünün
• güzel yüzüne
• Güzel suratını
• O şirin yüzünü
• o güzel yüzünle
• Şimdi güzel
• güzel suratın
• güzel yüzünüzü

Her istediklerinde senin güzel yüzünü benden alabildiklerini... bilerek burada yatmam gereken yılları yatamam.
لن ابقى كل هذه السنين هنا وأنا أعرف أنهم يستطيعون أخذ وجهك الجميل عني متى ما أرادوا

Yüzünü, o güzel yüzünü mahvetmek istemezsin!
انت لا تريدين مني ان اشوه وجهك وجهك الجميل

güzel yüzünü masaya eklediler, aylarını harcadın, kimbilir kaç bin dolar harcadın bizi yakalamak için.
تحطم وجهك الجميل في قضاء أشهر وكم من آلاف الدولارات تحاولين سحقنا ؟

Sadece Güzel yüzün de değil hayatım sen de.
ليس فقط وجهك الجميل يا عزيزتي بل روحكِ أيضاً

Her zaman, ama senin güzel yüzünün verdiği dikkat dağınıklığı, hoş görülebilir.
دائما و لكن وجهك الجميل مسموح له بشغلي عن هذه الكتب اللعينه

Bu güzel yüzüne bir şey olmasını istemeyiz.
كما أننا لا نريد أن يتعرض وجهك الجميل للأذى.

Senin o Güzel suratını yok ediyorum ki modellik yapmayasın ve Alice'e şeyini saksolatmayasın.
أنا أدمر وجهك الجميل لكي لا تقوم بعرض الأزياء و تجعل "أليس" تمارس الجنس معك

O şirin yüzünü baltama getir hadi.
أحضر وجهك الجميل إلى فأسي

Bak buraya tatlım o güzel yüzünle onu her konuda ikna edebilirsin.
تعالي، تعالي يا عزيزتي يمكنك عبر وجهك الجميل أن تنتزعي منها باللين أي شيء

Para umurumda bile değil. Sadece güzel yüzünü görmek istiyorum.
أنا لا أهتم بالمال أرغب أن أرى وجهك الجميل

Evet, ondan. Bir de güzel yüzünü görmek istediğim için.
حسناً، لأجل ذلك، كما أردّت أن أرى وجهك الجميل

Ödeme takvimine sadık ol yoksa çocuklar güzel yüzünü dağıtacak.
التزم بجدول مواعيد التسديد و إلا سيقومون رجالي بتشويه وجهك الجميل

güzel yüzünü uzaktan gördüğüm an, özel olduğunu anlamıştım.
حالما رأيت وجهك الجميل من هناك، كنت أعرف أنك كنت مميزه

Zaman ve dikkat kuzunun kanından daha iyi. güzel yüzünü bir güzel dağıtırlar.
الوقت والإهتمام، أفضل من دم الضأن. لقد أبرحوا وجهك الجميل ضرباً موسعاً.

O Güzel yüzün egzoz dumanı olmasını istemem.
لا أريد أن انفث دخان العادم على وجهك الجميل

Güzel yüzün, ışığını kaybediyor.
كدقّات عقارب ساعة بطئية ... وجهك الجميل بدأ في فقدان بريقه

Bu günü daima unutmamamız için baban sadece güzel yüzünün resmini çekmek istiyor.
تعلمين ، أبيك يرغب فقط في تصوير وجهك الجميل حتى يكون في وسعنا دائما تذكر هذا اليوم

Daha kısa saç, güzel yüzünün daha fazla görünmesi demektir.
شعر أقل يعني المزيد من وجهك الجميل

O güzel yüzüne bakmak gibiydi, Victoria gerçeğin ve uydurmanın en zarif karışımı.
كانت اشبه بالنظر بتعمق في وجهك الجميل يا فيكتوريا الاندماج الأنيق بين الحقيقة والخيال

Güzel suratını mahvetmek istemiyorum.
لا أريد أن أشوة وجهك الجميل

Evet, o güzel yüzünle oynamak için sabırsızlanıyorum.
نعم، أتطلّع للعب في وجهك الجميل.

Traşmı oldun. Şimdi güzel yüzünü görebiliyorum.
والان يمكنني ان أرى وجهك الجميل

Senin o güzel suratın için bile olmaz.
حتى لو كان الأمر من أجل وجهك الجميل

güzel yüzünüzü görenler olmuş.
سحبت وجهك الجميل خارج تشكيلة الصورة.