Yüzü iskelete dönmüştü ama hâlâ yemek yemiyordu. | Open Subtitles | وجهها كان مثل الجمجمة وكانت مصرة أن لا تأكل |
Yüzü kızardı, gözbebekleri büyüdü. | Open Subtitles | وجهها كان متوهجاً وحدقة عينيها كانت متوسعة |
Her otobüste Yüzü vardı bütün yazıları çok konuşuluyordu ve herkesin en sevdiği mobilya yapımcısı olan Aidan Shaw ile tanıştı. | Open Subtitles | وجهها كان على جميع الحافلات ,عمودها في الصحيفه كان حديث المدينه بأكملها والتقت بصانعي الاثاث المفضلين للجميع ادريان شو |
Yüzü mavimsi ve sismisti. | Open Subtitles | وجهها كان مزرقاً ومتورماً كثيراً |
İsmini hatırlayamıyorum, fakat onun Yüzü çok... Eski bir arkadaşımı gördüm. | Open Subtitles | لا أستطيع تذكر اسمها، ولكن وجهها كان في غاية الـ... |
Görünüşe göre Yüzü tanınmaz bir haldeydi. | Open Subtitles | على ما يبدو أن وجهها كان صعب التمييز |
Yüzü kadından çok erkek yüzüne benzerdi. | Open Subtitles | وجهها كان أقرب لرجلٍ من امرأة في الواقع |
Hayır, Yüzü beynime kazınmıştı. | Open Subtitles | وجهها كان محفوراً في وجداني |
Melek gibi bir Yüzü var. Mükemmel. | Open Subtitles | وجهها كان كالملاك |
Yüzü... dağılmıştı. | Open Subtitles | وجهها كان مشوهاًَ |
Yüzü darmadağın olmuştur. | Open Subtitles | كيف أن وجهها كان محطماً |
...dağıtılmış olduğunu. Yüzü darmadağın olmuş. | Open Subtitles | محطّم وجهها كان محطم بالكامل |
Dehsete kapildi, çiglik atti ve Yüzü sanki insan Yüzü gibiydi. | Open Subtitles | فخافت، وصرخت، وجهها كان مثل... الإنسان |
-Ya Yüzü? Kesiği vardı. | Open Subtitles | - ماذا عن وجهها كان عليه جرح. |
Yüzü inanılmaz tatlıydı. | Open Subtitles | و وجهها... كان جميلاً جداً |
Yüzü inanılmaz tatlıydı. | Open Subtitles | و وجهها... كان جميلاً جداً |